Betonun ağıtına karışan
bir kuş çığlığı gibi
saklanıyorum yalnızlığıma
ya da paslı bir tramvay rayında
unutulmuş bir çocukluk
Gökdelenlerin gölgesinde kaybolmuş
bir umut arayan
kimsesiz bir bank gibiyim bu şehirde
ya da bütün sokak lambalarının
aynı anda sönüp
karardığı bir gece
Bir kırık kaldırım taşıyım
ayaklar altında ezilmiş
ve sen
ilk merhametle dokunan
bir yabancı şefkatiyle
ellerinin arasına
al beni
Tek sığınağımdır çünkü benim
bu şehrin mateminde senin yüzün
Bir yanıt yazın