Geçmedim aynanın önünden bir daha,
Diyenlerin sabrında yıkandım.
Kireçlenmiş hatıralarda paslanan imge,
Yüzüme düşen siluet.
Kimin suretiydi, çözemedim.
Gözlerimle aralayarak baktım,
Tutamadım içimdeki boşluğu.
Sığınacak bir liman aradım,
Kendi benliğime yabancılaştığımda,
Sessizliği aşk, yalnızlığı erkek bildim.
Sözcüklerle ördüm dünyanın dertlerini,
Dokunulmazlığım kalmadı.
Kendi iç sesimde, kendi sürgünümden,
Atıldım.
Gittikçe kendi içimde kaybolduğumda.
Uçuşan yaprakların dansı gibi hafif,
Bana ait olmayan yükleri taşıdım.
Aşkın izlerini silen tüm duaların,
Sırasını bozan kaderin akışı,
Yılları unutarak kendi içimde büyüdüm.
Görmenin yorgun bilgisi,
Yaşadıkça tutunduğum taze merak,
Başkasına doğru akıyor içimdeki nehir,
Zaman benim için de hızla ilerledikçe,
Dönüp bakmaların labirentinden,
Yeniden doğdum kendime.
Onca hayal kırıklığından geçtim de,
Kendi yaşımı buldum.
Kendi yaşımı bulduğumda,
Daha dinmeyen,
Acılarım dinmediğinde.
Hayatın karmaşık dilini çözemeden,
Ayakta kaldım,
Onca sınavdan,
Şimdi buradayım.
Gel tut elimi, beni anla,
Babam ol, evladım ol,
Kardeşim, sırdaşım, arkadaşım ol,
Ben kendimi seninle seveyim.
Kendi yaşımı seninle büyütürken.
Biliyorum, kaybolanlar geçmişte saklanır bir yerde,
Pusulamı yitirdim ey gezgin!
Soldu ruhumun rengi,
Nice acı hatırada,
Odalardan odalara,
Azalarak, çoğalarak,
Yaşadım da,
Unutulmuş bir anıyı,
Kendime dönerek düşürdüm.
Unutulmuş bir anıyı kendime,
Alındım.
İçim başka bir yere gömüldü.
Hatıra alındı benden,
Günümün kırık aynasına kaldım yeniden.
Bir sözün ilk söylendiği anı hatırlıyorum,
Yalan parıltısında ortak vicdanın altın,
Kaynağına indiğim karanlığa düşürdüm.
Kendi yaşımı bulduğumda.
İlk şiirimi kalbime yazdım ben,
Ben kendimi ilk şiirimde buldum,
Çok bağışladım kendimi.
Bir yanıt yazın