uyumak bir şey değil de
uyanmak yaman,
kırlangıçların
kirazların
suskunluğuna
muhtacız da sustuk
saçları dağınık acıların hatırına
gelişigüzel değil
kaçırılsın diye değil
boş yere değil
susmak gerekti
susmasak olmazdı çünkü
hani bazı
içinde bir nehir kurur
çorak için
bozkır için
kederin her tonunda büyüyen
yaralar için
belki kuzgunlardan bihaber
gagalar için
yol engebeli
son yaz
uzun sürgünlerden kalma
bir yudum sessizlik için
susmak gerekti
susmasak olmazdı çünki
güneş doğdu bir zaman
sonra kayboldu sokakların alayında
kül rengi umut
bir avuç veda
kalabalıklaştı yalnızlıklar
o yalnızlıkların ağıtı oldu
yas oldu hatta
serzeniş yas ve sükut için
yenilgiler oldu
her sevincin final sahnesi küllüğe devrildi
gerisi alışkanlık oldu
kıyımlar kırlangıçlar
göçler oldu…
gözyaşları dualar
ve geçmişin hayaletleri
ağır
ağır
çok ağır
süratte kaybedilenlerin anısına
ağır’ın içindeki ölü ozanlar için
her şeyin bir bedeli vardı
yaşamın kıyısında
atılan adımlar vardı ağır ve mahzun
bir veda busesinden arta kalan
işte bu yüzden susmak gerekti
susmasak olmazdı çünkü…
sonra yaşamak vardı
ölmek içindi bütün yarım kalmış hikayeler
hiç olmamış gibi davranmak
can alıcı bir kedere
ruh katlanmıyordu ya
zaten bütün bunlar
yeni ve sabırlı ruhlar içindi
dursun koyuyorlardı en son pişmanlıklarının adını
üstü kalsın keşkeler mesela
birisinin içinde fırtına dinse
diğeri susuyordu çaresiz
oluyordu bunlar
ve susmak gerekti
susmasak olmazdı çünkü…
Bir yanıt yazın