Rüzgarın suretini alıyor bu şehir,
Sıyrılıyor kabuğundan her sabah yeniden.
Belki de bir kehanet duyuyor içten içe,
Eski bir ağacın gölgesinde çürüyen
Yaprakların fısıltısı,
O kadim kehaneti.
Ne başlangıç ne de son.
Yine de bir örtü seriliyor üstüne,
Unutulmuş sözlerin izi,
Her bir sokak lambası,
Birer bekçi nöbetinde,
Zamansız bir ağıtın yankısı.
Bir yanıt yazın