Bu taş duvarlar, ruhuma sinen
Sessiz çığlıklar, yankılanan boşluk
Yüksek tavanlar, geçmişi süsleyen
Bir anıt gibi, zamana yolculuk
Her bir çizgi, bir öykü fısıldar
Yüzyılların yükü, omuzlarımda ağır
Betonun soğuk yüzü, aynasıdır düşlerin
Belki bir umut, belki de bir veda
Unutulmuş aşklar, silinen resimlerin
Yeniden doğuşu, bu eski sarayda
Her köşede bir sır, saklı derinde
Bu şehir silueti, gökyüzüne uzanır
Yalnızlığımın kalesi, sığınak oldu bana
Her bir tuğla, bir anıyı canlandırır
Yarına dair, bir iz bırakma çabasıyla
Gelecek mi, yoksa kayıp mı bu sevda?
Zamanın sınavı, bekler kapıda.
Bir yanıt yazın