Küskünlük Kırağı

Bütün aynaları sakladın
Ama unuttuğun bir şey vardı yine de
Yüzüme bakmadın
Gülüşüm soldu o zaman
Kelimeler tükendi
Ve ne kadar uzak durur olduk bilmeden
Ve birden anladık ki
Küskünlük orda başlıyor
Tam da bakışların birbirine değmediği yerde
Söylenecek hiç bir şey yok bu hayatta
Düzeltilmemiş bir yanlış bile yok artık
Böyle diyorsun her dargınlığın sonunda
Yaşadığım şehirde sana yabancılaşıyor her şey
Ne zaman konuşmayı denesem fırtına kopuyor
Ya da erteliyorum aramayı son anda
Uzun bir suskunluk oluyorsun duvarlara baksam
Karşılıksız bir sevgi kadar acıtıyor içim
Söylediğim şarkılar da yersiz geliyor artık
Hatıralarımı silip yakıyorum tek tek
Ve ben bütün renklerimi kaybediyorken şimdi
Kasım diyorsun tam da orda başlıyor küskünlük
Sıkılınca susuyorsun haklısın dememek için
Yalanlar, bahaneler, umutlar çiziyorsun defterlere
Kendine bir sebep bul artık bir de sonuç
Parçalanacağın bir pişmanlık bul bu dünyada
Tek çaren o şehri unutmak olmalı
Ve unuturken kendine itiraf etmek bütün suçu
Birden anladım ki küskünlük orada başlıyor
Tam da yüzüme bakmadığın yerde
Konuşacak bir şeyler bulamıyorsak neden diye
Derim ki :
Küskünlük kaderdedir ne yapsak
Ve sen bütün aynaları sakladığını sanmıştın
Ama unutmuşsun küskünlük kırağını


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir