Çöl, unutulmuş bir dilin harfleri
rüzgarla savrulan, geçmişin izleri
kumdan kaleler yükselir, sonra yıkılır
yalnızlık, bir serap gibi göz kamaştırır
Vaha, bir umut ışığı, bir yanılsama
güneşin altında kavrulan bir arzu
ölümün sessizliği, bir melodi gibi
yaşamın kıyısında dans eden bir gölge
Her kum tanesi, bir anı, bir hikaye
zamana karşı direnen bir fısıltı
çölün kalbinde saklı sırlar vardır
açığa çıkmayı bekleyen, derinde yatan
Rüzgarın sesi, bir ağıt, bir yakarış
kaybolmuş ruhların izini süren bir çağrı
Çöl, sonsuzluğun aynası, bir labirent.
Bir yanıt yazın