Ben
kumsala vuran son dalga olmak isterdim.
Ayak izlerini sile sile giden
bir deniz düşünüyorsun, öyle mi?
Ben hiç sanmıyorum böyle bir şey.
İyisi mi, bedenimi alıp,
kumdan bir kaleye gömseler,
derinlere, serinlere…
Kale kumdan olsun,
sağlam, burçlu kumdan olsun,
ki fırtınaya direnebilsin…
Kaderimi anlıyorsun :
vazgeçtim deniz olmaktan,
vazgeçtim gökyüzü olmaktan,
yanında kalabilmek için.
Ve dağılıyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de gelince
kaleme sığınırsın.
Ve orada beraber yaşarız
kumun içinde kumun,
ta ki bir çocuk kahkahası
yahut zalim bir denizci
bizi ordan yıkana kadar…
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
yıkıldığımız yerde bile tanelerimiz
yan yana duracak.
Denize beraber karışacağız.
Ve bir gün deniz yosunu
bu tuzlu sudan beslenip yeşerirse
kökünde muhakkak
iki renk taşıyacak :
biri sen
biri de ben.
Bir yanıt yazın