Kırılgan Anların Coğrafyası

kirilacak anlarin cografyasi
cografyasi kirilacak.
bekleyişlerin sessizliğinde
kayıp sözler, eksik cümleler, tamamlanmazlar
aynı suskunluğun derinliğinde
ve veda buselerinin hüznünde
ve veda buselerinin umudunda.
güneş sönse bile, umutlar serpilirken oraya
bozuk bir saatin yalnızlığında
ve yorgun şehirlerde, yorgun şehirlerde akşam
karanlığa sürüklerken gökyüzünü
kirilacak anlarin cografyasi.
yalnız ruhumuzun dipsiz kuyusunda
paslı zincirlerin çaresizliğinde
coğrafyası
ellerimiz ceplerimizde
ve kimsenin duyamadığı fısıltıyı
yıldızların, yağmurların ve özlemin fısıltısını
bir kasım taşıyacak içimize.
garsonun sesiyle birlikte
geç kalmış yolcuların sesiyle birlikte
şoförün sesiyle birlikte
gece bitmiş sokakların sesiyle birlikte
yalnız sokakların sesiyle birlikte
ve yeni başlangıçların ve yeni terk edilmişlerin
ve herkesin ve herkesin
sesleriyle birlikte
bir kasım taşıyacak
kimse duyamayacak ve coğrafyası
kirilacak.
kaybolmuş bir şehrin silik izleri
yüksek olmaya elverişli bir şehir
eskiden hayal edilmiş ve her şeye rağmen
insanlara göre bir şehir
denizlerin siyaha döndüğü yahut
denizlerin siyaha döndüğü bir şehir.
kirilacak anlarin cografyasi
bir sis perdesinde
bir sokakta, en sıradan bir sokakta
en tenha, en insansız bir sokakta
bir yalnızlıkla bir hatıranın olduğu bir sokakta
bir yalnızlık bir hatıranın
bir yalnızlıkla bir hatıranın olduğu
ellerin ve gözyaşlarının
birbirini aradığı.
birden boşluğunu hissederek
lamba yanınca ve görünce karanlığı
birden vazgeçilebilirliğini algılayarak
önemsiz ve gereksiz bulunuşunu kendini
birden hatırlayarak
geleceğe hazırlayınca olanca hayallerini
ve her şeye ve unutuluşa.coğrafyası
kirilacak
çağımıza pek uygun bir hızla
kirilacak coğrafyası
(…)coğrafyası
yerin ve göğün aşılmaz bir karanlıkta olduğu
hissizliğimiz, kabullenmemiz, ellerimiz, coğrafyası.
coğrafyası
coğrafyası kirilacak.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir