Kenti dinledim mi bir anda irkiliyorum
Tırnaklarımı yiyorum bir güzel
En sivrisi var ya işaret parmağımın
İlk öfkeyle onu görüyorum.
Bir pas rengi duvar tam da sokağın köşesinde
Çoğu zaman akşamüstü fark ettiğim
Çat çat çatlıyor yüzeyinde
Hırıltılı geliyor sesler kulağıma.
Gecenin, ama tam gecenin oluyor bu iş
Yüzüm, yabancılığım belirginleşirken iyice
Üşüyüp dururken, cinayetler geçirirken aklımdan
Yığılıp kalıyorum ta kaldırımın kenarında.
Yukarıyı düşünüyorum, bir bodrum katında kayboluşumdan
Dört duvar, bir klima, plastiğe benzer bir gökyüzü
Bütün o çekilmezliği kirli hayatların
Anlıyorum bir beton akımıdır dolanıyor üstümde.
Durmadan kentleniyorum ama hep böyle
Çiğ köfteler gibi acı ağzım, midem, ruhum
Dağılıp gidiyor derken o dipsiz umutsuzluk
Lamba gibi sönüyor dudaklarım.
Bir yanıt yazın