Ne yaman bir ustalık bu, ruha demir dökmek!
Aşkı paslandırırlar, sevdayı zehir ederler.
Gül bahçesinde biter diken, göğsüne batar;
Onlar gülerken, içindeki yangın bir ömür sürer.
Ey kalbi kırık, ey gönlü yorgun yolcu,
Sakın inanma tatlı sözlere, hepsi birer tuzaktır.
Öyle bir hiledir ki bu,
Karanlığı ışık diye yuttururlar,
Yarını bugünden çalarlar.
Ne hain tezgahlardır bunlar, umutları örseler;
Hayalleri ipe dizer, boynuna asarlar.
Bir kere düştün mü ağına, çıkamazsın;
Zincirler vurulur kalbine, prangalar takılır ruhuna.
Gözlerin açıkken kör ederler,
Dilin varken lal kılarlar.
Sen sanırsın ki bir dost eli uzandı,
Oysa celladın gülüşüdür o.
Aldanma sakın!
Ne acı bir kaderdir bu, kendi cehennemini yaratmak;
Kendi ellerinle kazdığın kuyuya düşmek.
Ne çare ki, her insan bir gün anlar,
Ateşin kendi içimizde yandığını.
Ve o zaman çok geçtir.
Bir yanıt yazın