İç İçe Geçmiş Yabancılık

Halbuki yalnızlık böyle değildi önceleri
Her şey daha yalındı o kadar
Ve severken bin bir defa ölüyorduk kendimize karşı.
Ama iç içe geçmiş yabancılığı görmeden önce
Hepimiz kalabalıklar içinde kayboluyorduk.

İç içe geçmiş yabancılığı hep bilmelisiniz
Beton ve yabancı soğuk sokaklarda
Şehrin ışıklarının gecede kaybolmasıyla yavaş yavaş
Hepimizi anılardan kurtaracak
Bir yandan, hayalleri kurduk
Bir yandan kaybolduk
Maskelerden ve kalabalık yüzlerden
Ve yalnız gecelerden
Gizleyerek yahut döğüşerek
İç içe geçmiş yabancılığı yarattık.

Evet, bir aradaydık ama umudumuz yoktu
İki kelime etsek bir hikâye sanıyorduk
İki tebessüm görsek aşk geliyordu aklımıza
Kafelerde oturmaktan hoşlanıyorduk akşamları
İnsanların birbirine dokunmamasını seviyorduk
Sonra kahve içiyorduk sert yahut tatlı
Bilir bilmez iç içe geçmiş yabancılık yüzünden.

Yabancılığın ardı duvar
Ayağının değdiği yerde bir kayıtsızlık
Kırık kalplerde soğuk nefesler
İster istemez anlamsızlıkları hatırlatır
Eskiden gerçek duygular ve anlamlar varmış
Şimdi de var biliyorum
Bir üzülüyorum düşündükçe bilseniz
Şehirlerde iç içe geçmiş yabancılığın en çirkini.

Hiçbir şey umurumda değil diyorum
Kaygıdan ve çabadan başka
Bir anda üç yalan ve üç yeni telaş
Belleğimde kırık dökük iç içe geçmiş yabancılık duruyor
Biliyorum rüzgarlar götüremez
Aşklar ve umutlar ışıtamaz yanını yöresini
Örneğin barlarda oturur bakardık iki kişi
Ya da yatakta susardık bir kadın bir erkek
Susmalarımız gitgide derinleşirdi
Ruhlarımız gitgide uzaklaşırdı
İç içe geçmiş yabancılığın karanlığında

Aldatıldığımız önemli değildi yoksa
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak
Eski dostlukları ve eski sevgileri
Salt inkâr etmek için sevmiyorduk
Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz
Ne iyiydik ne kötüydük
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa
Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı

Ama ne varsa iç içe geçmiş yabancılıkta idi
Bir bilseniz avuçlarımız donardı korkudan
Bir bakıyorduk gece oluyordu caddelerde
Parlayan arabalarda ve boş bakışlarda
Büyük binaların önünde yabancılaşıyorduk
Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte
Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız
Örneğin üç bardak şarap içsek susardık
Yahut bir arkadaş kaybederdik
Yahut hayallere tükürseydik
Ama en iyisi çeker giderdik
Gider iç içe geçmiş yabancılıkta kaybolurduk

Yabancılığın gözleri karanlık gecede
İmdat çığlıkları gibi çaresiz telaşlı
Keskin sözler gibi kayıtsızlıkta
Bir yanında üst üste üst üste binalar
Öbür yanında ben

Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım
Yapay şeylerle avunamıyoruz
Dijital ekranlar ve soğuk mesajlar
Plastik çiçekleriyle yabancı kalabalık
Gölgemiz tortop ayakucumuzda
Sevinsek de sonunu biliyoruz
Hatıraları hayalleri ve umutları unutuyorum
Gerçek sevgiler bensiz yaşanıyor dünyada
Daha ilk bakışta şüpheleniyorum
Oturup kendi yalnızlığımı kendim için kuruyorum
İyice sarılamıyorum kendime
Bir bardak kahveyi kendim için içiyorum

Halbuki iç içe geçmiş yabancılık ormanda
Keskin siyah ve hışırtılı
İç içe geçmiş yabancılığa geçiyorum

Uzanıp kendi ellerimden tutuyorum.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir