İhtirası dizginlemek ne mümkün, coşkun bir seldir;
Aklın sınırlarını aşar, kalbi esirgedir.
Bir arzu kıvılcımıyla başlar, sonra alevlenir;
Benliği yakar, kül eder, yeniden şekillendirir.
Ne nasihat dinler, ne de mantıkla uslanır;
Gözü kara bir atlıdır, dur durak bilmez, hızlanır.
Uçuruma sürükler, farkında bile olmazsın;
Kaybettiklerini sayarken, pişmanlıkla dolarsın.
Bir tutku ki, ruhu çeler, zincire vurur;
Özgürlüğünden eder, karanlığa buyurur.
Hırsın pençesinde can çekişen bir yürektir;
Sessiz çığlıkları duyulmaz, feryadı derindir.
Kaçmak istersin, lakin bağlar seni sıkıca;
Kurtulamazsın, tutsak kalırsın sonsuza dek.
Ey ihtiras, ne zalimsin, ne amansız bir düşman;
Benliğimi ele geçirdin, eyledin beni pişman.
Bir yanıt yazın