Bir davet bekler oldum.
Gönlümde buruk bir telaş,
Yüzümde solgun bir umut.
Dost sofrası dediler, cana yakın,
Gecikmeli saatler, tükenmez bahaneler.
Hazırlıklar, süslemeler hep yalan mı?
Gözlerim arar oldu tanıdık yüzleri,
Kalbim sızlar, bilirim yalan sözleri.
Bir ziyafet ki, zehirli kadeh sunar,
Yüzüme gülerken içten içe kanar.
Geç gelen sofralar, kurur içimde,
Bir yabancı gibi dururum köşemde.
Kimse anlamaz, kimse duymaz beni,
Bu kalabalıkta yapayalnızım şimdi.
Sahte gülüşler, boş vaatler dizilir,
Yüreğimde derin bir sızı hissedilir.
Oysa bir sıcaklık arardım, bir dost eli,
Paylaşmak isterdim derdimi, kederimi.
Ama bu sofrada yalnızlık hüküm sürer,
Her lokma boğazımda düğümlenir gider.
Gecikmeli hayatlar, eksik sevgiler,
Kırık dökük anılar birikir içimde derler.
Dostluk nerde kaldı, ah nerde o günler?
Artık ne davet beklerim, ne de bir sofra,
Yalnızlığım benim en büyük sığınağım.
Kendime kurarım artık kendi soframı,
Yüreğimle pişiririm, sevgimle sunarım.
Bir yanıt yazın