Sarı telaşındaydı bahçeler
Bütün şarkıları yarım bıraktın
Eylül yüzü hüzün
Güneş değmişti tenine
Kirpiklerin is kokan yangın yeri
Savrulmuş küller, unutulmuş yemin
Giydirilmiş yalnızlık elbisesi bedene
Nereye saklanıyorsun, dedim
Yaprakların arasından
Sisli bir anı gibi kaybolurken suretin
Eylüldü yüzündeki hüzündü
Korkmadım seslendim ardından
Eylüldeki yüzündeki hüzündeki yabancı
Nereye böyle
Yankılandı fısıltım duymadı
Dokundu geçti durduğum yere
Gölgesini serdi üzerime
Atının yeleleri
Ben sustum, sükut anlaşılamadı
Sarı bir telaştı
Hikayemin sonunu yazdım da
Kimse okuyamadı içini
Eylül kaldı yüz kaldı hüzün kaldı
Sis kaldı anılar kaldı
Hüzündü
Bir yanıt yazın