Bir eylül yorgunluğu sinmiş içime,
Yaprak dökümü değil, umutların tükenişi.
Güneşin son sıcaklığı bile ısıtmıyor artık,
Gözlerim uzaklara dalmış, bir bahar özlemiyle,
Soluk bir anı gibi kaldı yazdan kalan.
Ne o kahkahalar, ne o coşkun sevinçler,
Hatıralarda birer silik resim gibi şimdi.
Boyun eğmişim zamana, yıpranmış bir ruhla,
Acıdan örülmüş duvarlar yükselmiş etrafımda,
Kurumuş bir toprak gibiyim, suya hasret,
Önümde uzayan karanlık, ardımda bir enkaz,
Yaşanmamış yılların pişmanlığıyla doluyum.
Beni ansızın yakaladın nisan,
Eylülün gamlı hüznüne bir bahar müjdesi.
Gökkuşağı renkleriyle doldurdun içimi,
Güneşin sıcaklığıyla canlandırdın ruhumu,
Papatyalar açtı yürüdüğün her yerde,
Kuş sesleriyle yankılanıyor şimdi kalbim.
Oldurduğun umutların ağırlığıyla,
Dallarım yeniden yeşerdi, göğe doğru uzanıyor.
Güneşin batmadan yüzünün aydınlığı,
Yüreğime bir umut ışığı gibi doğuyor.
Seninle birlikte esiyor içimde bir meltem,
Uykusuz gecelerim seninle aydınlanıyor,
Yaşıyorum yeniden, nisan umudum, seninle.
Bir yanıt yazın