Diyelim ki, bir sandık bulduk tavan arasında,
yani, annemin gençliğinden kalma,
içinde solmuş bir demet menekşe, bir de mektup.
Okumamak mümkün değilse de geçmişin acısını
biz yine de tebessüm edeceğiz o zamanki hayallere,
hava güneşli mi, diye bakacağız fotoğraflara,
yahut da merakla soracağız
annemin en eski arkadaşlarını.
Diyelim ki, bir şarkı duyduk radyoda,
diyelim ki, ilk aşkımızın şarkısı.
Daha o ilk notada, daha o anda
gözlerimiz dolup taşmak da mümkün.
Garip bir özlemle bileceğiz bunu,
fakat yine de sabırla bekleyeceğiz
belki yıllar sonraki yeni aşkların şarkısını.
Bir yanıt yazın