Çocuktum, oyuncaktı,
Açtım baktım içine;
Bir koku vurdu burnuma,
Maziyi gördüm.
Bir mektup buldum, soluk mürekkepli;
Kâğıdı küflenmiş, hatırası derin;
Okudum, anlamadım satırları,
Eski aşkları, yalan yeminleri,
Unutulmuş sevdaları,
Saklı pişmanlıkları,
Görmeyi umduğumu gördüm.
Büyüdüm, yorgun düştüm, boş düştüm;
Anlam aramak beyhude;
Girdim sandığın içine,
Ne varsa gördüm.
Ne mektuptan geçerim, ne kokudan;
Ne mazi, ne hatıradan ama…
Bırakmıyor beni bu sandık,
Bırakmıyor vicdan derdi.
Oymuş, diyorum, zavallı insanın
Görüp göreceği.
Bir yanıt yazın