Eski Bir Şarkıda Rastlanan Yeni Bir Hüzün

Sessiz bir bekleyişti aslında, radyoda unutulmuş bir frekans gibi.
Belki de çok tanıdık yalnızlıklar birikmişti içimde.
Plaklarda, kahve kokusunda…
Çalınmış bir gençliğin sureti vardı bakışlarımda, mevsimler bir başka zamanın izlerini taşıyordu.
Ben kayıp bir nota gibi…Hani şarkıyı seven ama sözleri unutulmuş…
Konserde ilk aşkın göz göze gelişi gibi bir anı olmalı, kalabalığın içindeki sessizliğin…Sanki soliste hayran kalmışsın da tesadüfen düşmüş yüzün içime…Yalan! Sen sahneye bakıyorsun, fikrin benim hatıra defterimde…Ve ben italyanca bir operayı işaret diliyle dinliyorum.
Kadın, eski bir şarkıda, dudaklarındaki o tanıdık mırıltıya küs, suskunluğundan muzdarip dinliyordu…Adam da…Dinlemek hiçbir şeyi değiştirmiyordu, bazı eski şarkılarda…Elinde kırık bir aşkın izini taşıyordu adam…Kadının yüzünde bir tebessüm…Tebessümlü şarkıda bir melodi…Melodinin yüzünde unutulmuş bir hayalin özlemi…Sözlerin ve notaların derinliği!
Hayatı, bir başkasının anıları gibi saklanmış, korunmuş…İlk dinleyenin o şarkıyla yaşadığı hisler, yani şarkıyı şarkı yapan duygular, bazı ilk aşk acıları yüzünden unutulan sözler, umut tüketen ayrılıklar…Hatırlananlara bir ömür yetmiyor artık hayat!
Bir şarkıyı paylaşmak için çok geç, bir şarkıda paylaşılmak içinse erken…Beni nostalji yerimden vurdu yine zaman…Şimdi sana söylenecek tek cümle:
BENDE SANA YETECEK KADAR ANLAM KALMADI…


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir