Eski Bir Sandığın Fısıltısı

Bu şehrin yorgun yüzünde solgun bir anıyım,
Unutulmuş bir şarkının kayıp nağmeleriyle doluyum.
Maziden süzülen bir gölge, sessiz ve derinim,
Beni anlayan bir kalp var mı, bilmem, kimim?
Hatıralar sisli birer perde,
Yaralarım kanamaya yüz tutmuş, her demde.
Gönlümde saklı bir sızı var,
Eski bir sandığın fısıltısıyım ben,
Kaybolmuş umutların, yitik sevdaların izi.
Her dokunuşta bir hatıra canlanır yeniden,
Yürekte biriken acıların deryasıyım.
Kimse bilmez içimde neler saklı,
Bir zamanlar coşkun bir seldim, şimdi kurumuş bir dereyim,
Yılların yüküyle eğilmiş, kırılmış bir kamışım ben.
Rüzgarın savurduğu kuru bir yaprak misali,
Hayata tutunmak ne zormuş, anladım.
Geçmişin tozlu sayfalarında bir iz,
Belki de sadece bir hüzün perdesiyim.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir