çarkların
döndüğü bir öğle vaktiydi sanki
sen anıları tozlu raflarda ararsın
raflar senin gözlerinin önünde eğilirler
içini pas kaplar
bence bellidir
eskimiş tezgâhın üstünde kırık bir yay
senin çoktan unutulmuş olduğun
bence bellidir
ellerin muhakkak yorgun elleridir
hep kimsenin duymadığı tik taklar dinlersin
onlar neden daima kayıp zamanlardır
geçmişten bahseder
akmayan bir saniye gibi asılı kalan
geçmişten
ve unutulmuş anılardan bahseder
ışıltısız, sessiz unutulmuş anılardan
duvarda sallanan bir sarkacın durduğunu görürsün
sen ansızın duvarda belirirsin
gözlerinin yası
bence bellidir
elinde değildir akşam karanlığında kaybolsun
kasım’dan itibaren günler kısadır yavaştır
dükkanlar kapanır sessizliğe bürünürler
dükkanların üstüne gölgeler çökerler
gölgelerin üstüne anıların külleri iner
bir kül bir külün ardınca düşer
küllerin savrulduğu yer
bence bellidir
karanlıkta bir şeyler kırılır dökülür
uzaktan tanıdık yüzler silinir
sen anıları tozlu raflarda ararsın
elin hatıralarımı karartır
bilirsin
sen anıları tozlu raflarda ararsın
Bir yanıt yazın