O çocukluk düşü, yeşil ve serin,
Uzak bir ülkenin yâdı sinemde;
Ne kuş sesi, ne de rüzgârı derin,
Sadece bir sükût, bir âlemde.
Yaz akşamlarının hayâliyle,
Gönlüm, o bitmeyen masalıyle,
Arar durur o gizli bahçeyi.
Nerede o gülüş, o saf neş’eler,
Unutulmuş, silinmiş resimler gibi,
Yüzlerde beliren o ilk işveler,
Kaybolmuş gençliğin ilk tecrübesi.
O cennet, içimde bir yangın yeri,
Bulunmaz, geçilmez yolları beri,
Özlemle dolar her bir nefesim.
Belki de bir rüya idi hepsi,
Yalanmış, yaşanan o tatlı anlar.
Gönlümde saklı o eski sesi,
Arar durur, durmadan kanar.
Bir gün, bir kapı açılır elbet,
O düş bahçesine bir dönüş olur.
O hasret diner, o elem biter,
Gönlüm muradına erer umulur.
O çocukluk düşü yeniden canlanır,
İçimde bir umut güneşi parlar,
Yeniden o bahçeye girilir bilinir.
Bir yanıt yazın