Göz kırpmadan izliyor şehir neonlarını
sanki bir film şeridi geçiyor hayatımız
yüzleşme sahneleri, replikler havada asılı
Emanet sandıkta saklı gülüşler
kırılgan anılarla örülü bir labirentteyiz
kayboluşun coğrafyası çiziliyor yeniden
Yalnızlığın sesi yankılanıyor
beton duvarlar arasında
ayrılık bir virüs gibi yayılıyor
Duyguların enkazı altında
kalbi onarmak mümkün mü
kim bilebilir geleceği?
Sessiz çığlıklar yükseliyor
zamana yenik düşen hayaller
maskeler düşerken yüzler değişiyor
her veda bir başlangıç aslında
Aşkın matematiği çözülemiyor
bir denklemde kaybolmuş gibiyiz
sahte tebessümlerle avunuyoruz sadece
ruhlarımız prangalı, zincirler paslanmış
her sabah yeniden başlıyor bu acı döngü
kimse duymuyor içimizdeki fırtınaları
Bir yanıt yazın