Bir Yazgı Bekleyişi

Geldi
Üzerinde solgun bir umut vardı
Yüzünde eskiyen bir telaş, sanki dün gibiydi
Yorgundu
Önce bir an gözlerime baktı baktı
Silindi, dağıldı, beni sildi
Hiç yadırgamadım
Sordu, hiç anlamadım
Oysa bir veda busesi gibi acıydı, derindi
Bir sandalye çektim, oturmadı
Bir kahve söyledim, içmedi
Almadı
Kahveyi ben içtim
Kısa bir hüzün gezindi yanaklarında
Benim yanaklarıma da değdi
Çocuklar gibi utandım
Öteki insanlar aldırmadılar
Ben kendimi unuttum, yadırgadım
Ellerimi sakladım, kalbimi biraz örttüm
Bana bir an baktı, gözlerimiz kesişti
Soğuktu, kırgındı, saklarım anlatmaya bu bakışı
Yavaş yavaş kapıdan çıktı.
Gitti
Açık hayalleri kapattım
Umutları örttüm
Arkamı döndüm, usul usul ağladım
İçimdeki acıyı çıkardım
Yüzümü sildim
Tam o anda..
An da değildi sanki
Önce dipsiz bir yalnızlık kuyusu
Sonra alabildiğine bir boşluk
Boşluğun içinde bir yankı
Ardından bir sessizliğin çığlığı
Binlerce suskun söz
Sol elinde bir kader
Yok, hayır, kader de değildi
Vuran, yakan, yıkan bir yazgı
Ve yazgılar
Ve anılar
Kendimden uyandım.
Bir daha sormadım, hayır, bir daha hiç sormadım
Ama onunla ben
Ne zaman istesem o zaman ağladım.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir