Geldi
Üzerinde solgun bir manto vardı
Yorgundu sanki, akşamüstü gibiydi
Sessizdi
Önce bir süre bankta öylece oturdu
Düşündü, sustu, beni fark etti
Umursamadım.
Baktım, hiç konuşmadı
Oysa kırık bir melodi gibi tanıdıktı, hüzünlüydü
Yanına oturdum, çekinmedi
Bir sigara çıkardım, ona da uzattım
Almadı
Sigarasını kendi yaktı
Hafif bir tebessüm belirdi yüzünde
Benim içime de sindi
Çocuklar gibi utandım
Kimse bakmıyordu
Kendime kızdım, sustum
Düğmelerimi ilikledim, başımı eğdim
Bana doğru döndü, göz göze geldik
Soğuktu, derindi, ürperdim bakışından
Yavaş yavaş uzaklaştık.
Gitti
Kalktı, yürüdü
Valizini aldı
Arkasını döndü, bir şeyler söyledi
Duyamadım.
Tam o zaman..
Zaman da durmuştu sanki
Önce keskin bir yalnızlık hissi
Sonra alabildiğine bir boşluk
Boşluğun içinde kaybolan bir anı
Ardından bir siren sesi
Binlerce ayak sesi
Sol elinde bir mendil
Yok, hayır, mendil değildi
Silen, unutturan, yok eden bir el
Ve eller
Ve gözler
Kendimden geçtim.
Bir daha görmedim, hayır, bir daha hiç görmedim
Ama onunla ben
Ne zaman istedimse o zaman karşılaştım.
Bir yanıt yazın