Bu bir yakarış:
sessiz sokaklarda
başarısız aşk ile kavrulanların ağıdı!
Bu bir isyan:
kırık dökük bir kalp isyanı!
sızlanıyor;
kanayan; mor bir yara gibi zonkluyor
yalnız gecelerinde
umutsuz gözleri yaşlı âşıkların!
Ben de tattım o acıyı,
ben de sardım o yarayı,
ben de onlarla
aşkın dipsiz
kuyusuna
düştüm!
Ben de yandım başarısız aşkın ateşiyle.
Ben de söyledim o ağıdı!
Ruhumuz karanlıktan aldı rengini;
kilitli sandıklarda saklanan sırların
kilidini
zorladık!
Haykırdık;
fırtınalı denize küstük!.
Hatıralardan
hatıralarla sönen umutlar
çırpınıyor hayalde canlanan anılarda.
Acımasız sözleri fısıldıyor
yaralı yüreklere!
Yıkım var
aşka yıkım!
Aşkı unutacağız
aşkın unutuluşu yakın!
Düşmesin bizimle yola:
geleceğe umutla bakanların
gözlerini
ağırlık gibi
taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
kendi aşkının saadetinde yaşayanlar!
İşte:
şu ayrılıktan
düşen
kederde
milyonlarla kırık kalp kanıyor!
Sen de çıkar
bedeninin zindanından ruhunu;
şu ayrılıktan
düşen
kedere fırlat;
ruhunu ruhlarımızın yanına at!
Yıkım var
aşka yıkım!
Aşkı unutacağız
aşkın unutuluşu yakın!
Biz hayalden, umuttan, sevgiden, nefretten doğduk!
Acıyı emziriyor yalnızlığımız,
hüzün kokuyor solgun yüzlerimiz!
Yaramız derin!
kan kadar derin,
aşıkların kalbinde yanan
” o ateş”
kadar derin!
Umutlarımızın ipini kaderimize asarak,
anılarımızın üzerine basarak
batıyoruz
karanlığa doğru!
Ölenler
severek öldüler;
aşkta kayboldular.
Vaktimiz yok onların yasını tutmaya!
Yıkım var
aşka yıkım!
Aşkı unutacağız
aşkın unutuluşu yakın!
Gözyaşları sel olmuş yanaklarımız kuruyor!
Boş bakışlarımız
donarak
ağlıyor!
Haykırdı en önde giden,
yenilen!
Bu ses!
Bu sesin çaresizliği,
bu çaresizlik
aşkı arayan kalpleri yerle bir
eden,
onları oldukları yerde
bitiren
çaresizlik!
Emret ki ölelim
emret!
Acıyı içiyoruz sesinde!
Kahroluyoruz,
kahroluyor!..
Yalnızlık denizinde boğulan ruhlar
çığlıkları feryat figan ediyor!
Yıkım var
aşka yıkım!
Aşkı unutacağız
aşkın unutuluşu yakın!
Gözyaşı deniz
kalp deniz.
Haykır başarısız aşk ile kavrulanların ağıdını,
Hay-kır
Haykıralım!
Bir yanıt yazın