Yüzünü çevirmeden
nasıl anlatsam sana
bu çağın aşkını
ama karşıma çıkınca
söyleyemem hiçbirini
çünkü bendim o sözleri
saklayan dilime
Yazmak diyorlar buna
bilmiyorum oysa
her satır bir itiraf mı
her nefes nedense
yetmiyor artık
hay nefesimi
tütün dumanı sarsın; unutmak
Yeniden başlamak isterdim
sabahın köründe
eski bir şarkının nakaratı
gibi tekrarlayan
İstanbul sokaklarında
bir yalnızlık hissiyle kaybolup
giden adımlara
Yabancı bir kalabalık dokunuyor ruhuma
ve gökdelenleri göstererek
bırak artık diyor aramayı
bu beton yığınında
anlam bulunacak tek yer
elbette kalbinin en derinindeki
şu küçük boşluk
Ressam olsa da kaderim
yeni bir renk bulamayan
beni yalnızca sen anlarsın
fırçanın ucundan düşen
diye damlaların
bir anlık bekleyişinde
gizlenen umut
Bir yanıt yazın