Sis iniyor yollara beton binalardan
Kaybolan yüzlerin üstüne yalnızlığın üstüne
Kalpse karmaşık ve paslı bir çelik yığını şehirde
Sise doğru kırgın en çaresiz şehir martıları
Bu sistir sakladığımız anlamsız kavgalarda
Üst üste gökdelenlere umutsuz heveslere
Sis içinde elleri ve isli nefesleri
Öğrenci değil aşıklar otogarlarda
Sessiz parklarda ve nehir kenarlarında
Yorgun bakışları ama hayata küskün
Sis akıyor demir yığınlarından meydanlara meydanlara
Gri hayalleri yırtık eski ceketlerde
Sis akıyor bacalardan öyle sis
Kararır unutulmuş sözler çarşambası
Bir sigara bir kahve bir kırık cep telefonu
Çektikçe böyle şaşkın insanları
Bir yanıt yazın