ekranım
boş duvarına bakar solgun bir odanın
içimde bildirimlere dağılır uyku
ve erteleyerek yaşar günü
küçük umutların yorgun adamları
ekranım on yıl sonrasına bakar
sanal itiraflar içindir genç telaşlar
veya yavan gülüşler
ne zaman sahte bir ilgi düşünsem
içime bir reklam düşer
bir iç’e bir reklam nasıl düşer bilmem
bilsem zaten şiir yazmam
açık konuşma benimle
ekrandayım
parmaklarınla dokun kelimelere
emojilerden devşir sevinçlerini
yabancıyım, çaresizim
ekranım dilime bakar
ne zaman sessiz bir çığlık düşünsem
içime bir yankı düşer
bir iç’e bir yankı nasıl düşer bilmem
bilsem zaten şiir yazmam
yalnız kalabiliyordum bir zamanlar
her ölümlünün kendi kabuğu vardır
kendini avutur en azından,
herkes biraz sürgünüdür dünyanın
ne zaman gerçek bir dokunuş düşünsem
içime bir özlem düşer
bir iç’e bir özlem nasıl düşer bilmem
bilsem zaten şiir yazmam
Bir yanıt yazın