Gölgelerin dans ettiği kuytularda demleniyorum
Her nefeste bir başka hüzün, içime işliyorum
Gözyaşı deryası, ruhumun atlasında kayboluyorum
Aşkın haritasını çiziyorum, her kırışıklıkta
Yitik bir sevdanın izini sürüyorum
Gün batımında bir melodi, notaları acıyla yazılmış
Umutsuzluğun şarkısı, içimde yankılanan bir fısıltı
Kalbim bir enkaz, anılarla örülmüş duvarlar arasında
Yalnızlığın soğuk nefesi, tenimi okşayan bir rüzgar
Çaresizliğin labirentinde yolumu arıyorum
Her adımda bir hayal kırıklığı, beni bekleyen bir tuzak
Ruhum bir göçmen kuşu, yersiz yurtsuz, arayışta
Aşkın kıyısında bir serap, ulaşılmaz bir düş
Gözlerim uzaklara dalıyor, geçmişin izlerini takip ederek
Kırık dökük umutlarla, geleceğe tutunmaya çalışıyorum
Yüreğim kan ağlıyor, sessiz çığlıklarla dolu bir kuyu
Kendimi bulmaktan korkuyorum, kaybolmuş kimliğimi
Zamansız bir ayrılık, kalbime saplanan bir hançer gibi
Acının rengi solmuyor, her geçen gün daha da koyulaşıyor
Yalanlar üzerine kurulu bir dünya, sahte gülüşlerin ardında
Gerçekleri saklayan bir perde, aralanması imkansız bir sır
Kendimi bir boşlukta hissediyorum, anlamsız bir varoluş
Yaşadığım her an bir pişmanlık, beni tüketen bir alev
Sonsuz bir döngü, kaderin acımasız bir oyunu
Aşkın zehri damarlarımda dolaşıyor, beni uyuşturan bir his
Kaybolmuş bir ruh, karanlığın içinde çırpınıyor
Umut ışığı sönmek üzere, beni terk eden bir yıldız gibi
Kendime yabancılaşıyorum, aynadaki suretim bir yabancı
Sessizliğe serenadım var, kendimi dinlemek için bir fırsat.
Bir yanıt yazın