Hey şehir, yutkun bakalım
Ruhum daraldı be adam
Gri gök c’est fini
Uyan bre asfalt yığını
Gözünü seveyim yeşile hasret koma beni
Ne
Ağaç mı dikmişler dedin
Bir saksıda yaprakmış
Hay yedi kat göğün tepesine çıksın
Yıl oldu bu betona gömüleli
Waiter aşağı waiter yukarı
Bir yudum toprak kokusu istedim en azından
Külahıma anlatsın o bu bahaneleri
Yok efendim mevsimi değilmiş kendisi
Betonunmuş
Şehir mi ne karın ağrısıysa
Yüz katlı bir binadaymış
Çiçekçilik edermiş
Üstünde gri önlük
Altında siyah pantolon
On saattir köleymiş de
Geberiyormuş yorgunluktan
Sola sola kararmış
Kara toprak değmemiş ellerine
Yediği naneye bak
Beni de müdür sanmış
Hiç güleceğim yoktu beyim
Sahi utanmış mı herif
Ya kovarsa beni diyor ha
Toprak satmasın itoğlu
Kovarım tabiy
Evde karısı varmış bekleyen
İki de kız çocuğu
Öyleyse aklın nerdeydi ulan
Edebinle çalışaydın
Siz söyleyin beyim öyle di’mi yani
Allah layığını versin beyim
Herif sahiden utanıyor benden
Hadi şehir, yürü bakalım
Bırak bu beton politikalarını
Öyle boş boş bakma yüzüme
Ha şöyle dayan koluma doğrul
Ben de yorgunum a ziyani yok
Bir de köy buluruz sana
Ha gayret aslanım ha gayret
Çoğu gitti azı kaldı
Bir yanıt yazın