Kelebekler, kondukları çiçekleri unutmazlar.
Uçtukları gökyüzüne ihanet ederler bazen.
Kırılgan kanatlarıyla fırtınalara meydan okurlar.
Ömürlerinin kısalığını bahane ederler sanki.
Sonsuzluğa kanat çırpmak istercesine yanarlar.
Aşkın, bir kelebeğin ömrü kadar olduğunu bilirler.
Yine de her bahar yeniden âşık olurlar.
Unutulmuş bahçelerde ararlar kayıp renklerini.
Rüzgârın fısıltısında aşkın sesini duyarlar.
Güneşe döner yüzleri, umutla bakarlar yarına.
Lakin bilmezler, kozalarından çıkarken verdikleri sözü.
Vefasızlıklarıyla anılırlar, tıpkı insanlar gibi.
Bir yanıt yazın