Diyelim ki, kaybolmuş bir şehirdeyiz,
adresini bilmediğimiz,
dönüşü olmayan sokaklarda yürüyoruz.
Hatırlamıyoruz belki ilk adımı,
Diyelim ki, bir fırtınanın ortasındayız,
sığınacak bir yer ararken,
her köşede bir hayalet,
her adımda bir çöküş var.
Yine de umutla bakacağız,
belki bir ışık yanar uzakta.
Diyelim ki, yalnız bir adadayız,
denizin ortasında,
ne bir gemi, ne bir ses,
sadece dalgaların şarkısı var.
Yine de seveceğiz bu ıssızlığı,
belki bir gün bir mesaj gelir,
belki bir kuş uçar yanımıza.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım,
unutmayacağız nefes almayı,
her an bir sığınak olabilir,
kalbimizin derinliklerinde.
Çünkü yaşamak,
sığınacak bir an bulmaktır,
kendi içimizde.
Bir yanıt yazın