Sıradanlık duyuyorum bütün gün türlü sıradanlıklar
Ekran sıradanlığı, yalanlar sıradanlığı, beton duvar sıradanlığı
Hepsi de beni tüketiyor, hepsi de bir toz bulutu ağırlığında
Gördüm kalabalığın ki sessiz, gördüm yalnızlığın ki gürültülü
Gördüm ama şey, gördüm ama nasıl, gördüm ama bu kadar çok
Aynı bir yalnızlıklar senfonisi, aynı bir o kadar yavan.
Sıradanlık duyuyorum, gök yüzü boşluğu gibi içimde
Kaygıda telaş, işlek caddede telaş, derinde telaş
Telaş oluyorlar birden, bu telaşlar da umudu boğanları
Hayalleri yok edenleri bunlar, sözlere sahte anlam yükleyenler
Aşktan alışkanlığı, sevgiden çıkarı çıkaran bunlar da
İşte kısadan hırs, işte siyahtan siyahından karamsarlığı
Sıradanlık duyuyorum durmadan telaş olan sıradanlıklar
Başlama telaşları, pişmanlık telaşları, yalanlı telaşlar.
Unutuş telaşları vardı gel git eden hafızama
Hatıralardan gelenleri umudu da bir kullanışsız yapan
Hüzün telaşları, ayrılık telaşları, sessizlik taşıyan telaşlar
Telaşlar, hayatta, ölümde, rüyalarda
_Hayattan, ölümden, rüyalardandı telaşları-
Suç telaşları, soğuk -karanlık, buğu telaşları aynalarda
En harlısı bu: savaşlarda, en ışıksızı vicdanlardaki
Bitti telaşları onlar bitti.
Sıradanlık bitti.
Bir yanıt yazın