Aşkı Tartmak

Göz görmezden gelir olmuş, gönül sağır, ne fayda?
Her öpüş bir kontrat, her dokunuş bir kayda.
Duygu denen o eski bezirgan, neylesin bu çağda?
Hesap kitapla yürür olmuş, aşk denilen o sevda.
Ne hayal kaldı, ne umut, bir bakışta her şey veda,
Bırak bu aşkı, ey gönül, sen git biraz uyu dergahda.
Sevda dedin, bir denklem kurar, çözer çıkarırlar,
Hisse senedi gibi, alıp satarlar, yıkarlar.
Gözyaşı bir yatırım, gülüş bir prim, bak nasıl ayarlar.
Kime ne senin yangınından, kim sana bir merhem sunar?
Karanlıkta el yordamıyla, aşk mı aranır, para mı bulunur?
Bırak bu aşkı, ey gönül, sen bir köşede biraz avunur.
Aşk ki, bir zamanlar dertlere deva, gönüllere şifa idi,
Şimdi bir virüs gibi, kalpleri kemirir, nefret saçar, kin güder.
Ne kaldı o eski masallardan, o şiirlerden, o nağmelerden?
Herkes kendi derdinde, kendi çıkarında, kendi menfaatinde.
Aşk değil bu, bir savaş, bir kavgadır, bir yalandır sadece.
Bırak bu aşkı, ey gönül, sen git biraz kitap oku, belki uslanırsın.
Ne bekliyorsun ki, söyle bana, bu beton yığınları arasında?
Yıldızlar kaybolmuş, gökyüzü gri, umutlar kırık, hayaller paslı.
Aşk mı kaldı, yoksa bir alışveriş mi, bir takas mı sadece?
Gönül pazarına düşmüşüz, değer biçerler, tartarlar bizi.
Aşk değil bu, bir oyun, bir kumardır, bir tuzaktır sadece.
Bırak bu aşkı, ey gönül, sen git biraz sessizliği dinle, belki anlarsın.
Aşkı tartmak ne mümkün, terazisi bozuk, kefeleri dengesiz,
Ne sevgi kaldı, ne saygı, her şey sahte, her şey yapmacık.
Gözler yalan söyler, sözler boş, kalpler buz gibi soğuk.
Aşk değil bu, bir maske, bir rol, bir tiyatro sadece.
Ne umut var, ne gelecek, her şey karanlık, her şey belirsiz.
Bırak bu aşkı, ey gönül, sen kendi içine dön, kendini ara, belki bulursun.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir