Yarım Kalmış Bir Mola

Bilmez miyim hiç, bu bekleyiş neden uzar böyle
Saatler durulmuş, anılar bir nehir gibi akar
Yürüyorum sessizce, şehrin bitmeyen sokaklarında
Ne bir ses, ne bir yüz, yalnızlık bir yoldaş
Gecenin koynunda kaybolan bir melodi gibiyim
Belki de sadece, varlığımı hissediyorum
Köşe başındaki bir lamba, titrek bir ışık
Sanki bir sır saklıyor, çözülmeyi bekleyen
Kim yitirdi kendini bu kalabalıkta, kim kaldı geride
Hangi hayal kırıklığı sardı dört bir yanımı
Belki de bilmek istemiyorum, sadece susuyorum
Bir banka oturuyorum, yorgun ve bitkin
Çıkıyor içimden bütün pişmanlıklar, bütün keşkeler
Ve ufak bir oyun oynuyor bana hayat
Alıp alıp götürüyor umutlarımı bıkmadan
Kısalıp uzayan bir gölgeyi andıran umutlarımı
Şehrin neon ışıklarına
Tam o sıra bir taksi duruyor önümde uzun sürecek bir gece taslağı gibi
Caddeye yeni dökülmüs bir hüzne benziyor, uyanık, diri
Ve işin tuhafı bense
Alışıyorum gittikçe
Her gün bir parça daha alışıyorum bu boşluğa
Ürperiyorum bir ara içimdeki sessizlikten
Ve bu yüzden mi bilmem
Durup bir süre gökyüzüne bakar gibi yapıyorum
Sürüyle yıldız kayıyor karanlığın içinden
Sürüyle, evet, hatırlıyorum birden
Nicedir unutmuşum gülmeyi bile içten
Dağılıp gitmişler herbiri bir yana
Yıldızlar gibi, onlar da
Benimse ne varacağım bir yer
Ne de beklediğim bir haber var
Öyleyse neden yazıyorum bu satırları kendime
Bu biraz umuda benzeyen, biraz da umutsuzluğa
Böyle gelişi güzel, böyle yarım yamalak
Sanki hiç kimselerin yaşamadığı bir an kalmış bana.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir