Unutulan Oyuncaklar

Bir sandık dolusu anı, tozlu, küflü bir yerde,
Çocukluk gülüşleri saklı, solgun renkleriyle.
Eskimiş bebekler, kırık arabalar, bir de tren yolu,
Masumiyetin yadigarı, zamana direnen dolu.
Şimdi unutulmuş, köşede sessizce beklerler,
Oyunların bittiği yerde, anılarla birlikte yaşarlar,
Bir zamanlar hayat veren ellerin sıcaklığını özlerler.
Geçmişten seslenirler,
Birer birer silinirler,
Hatıralar canlanır.
Belki bir gün bir çocuk gelir, açar sandığın kapağını,
Ve yeniden hayat verir onlara, o eski neşesini katar.
O gün unutulmuş oyuncaklar, birer birer canlanırlar,
Oyunlar yeniden başlar, kahkahalar yükselir göklere.
O masum gözlerde yeniden doğarlar,
Çocukluğun büyülü dünyasına geri dönerler,
Bir masalın kahramanları gibi, sonsuza dek yaşarlar.
Ama şimdilik sessizlik hüküm sürer,
Toz ve yalnızlık içinde,
Hatıralarla avunurlar.
Bir gün yeniden sevilmeyi beklerler,
Çocuk kalplerde yeniden canlanmayı dilerler.
Ta ki bir el uzanıp,
Onları bulana dek.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir