Düğümlendiğim yerinden bildim hayatı
Yüzümde beliren çizginin anlamından
Avuç içimdeki terin, beklenen bir sesten
Bir şarkıdan tanıdım seni, hayat gibi sevdim
İçimde biriken hüzünle sevdim seni
Yarım kalmış bir andan.
Sakla bu sızıyı her yerine
Gözünde biriken yaşların
Düştüğü yere sakla
Hiç unutmadığın, çaresizliğin kıyısına
Yorgun bir kuşun kanadına sakla
Ve ellerine, titrek ellerine
Üşümüş gibisin de sanki hep sakladığın
Tam oraya işte, sonsuz bir boşluktan
Bir yalnızlık şarkısıyla süslü hayallerine sakla
Ve kederine bir de, bitmeyen yağmurların hüznünde
Saçlarının dağılışına, rüzgarla dansına
Kalbinden başlayıp teninde son bulan
Yani senin sandığın, seni saran korkuya
Sakla onu bir şehrin unutulmuş sokaklarında
Yapraklar gibi savrulan
Ve her gün biraz daha çoğalan anılarına
Sakla bu sızıyı her yerine.
Ekledim ben unuttuğum her şeyi rüyalara
Kaçırdığım ne varsa onlar da hep rüyalarda
Sen de bir rüya gibi sakla onu istersen
Sızıyı
Ve çoğalt
Ve büyüt ki işte acıyı anlamasın
Ama dur, her rüya gerçek değil zaten
Öğrenmez ama öğretir umudu
Bizim sızımız da öyledir, yaralı kuşlar gibi
Biraz da herkes içindir. Ve ayrılığın ilk sancısına benzemeli
Yok eden kendini ikincisinden
Yani bir sızıyı yaşama dönüştüren.
Ben şimdi bir yabancı gibi bakan
Görmediğin bir şehir gibi
Yaşamadığın bir anı gibi
Tam kendisi gibi umudun
Beni arıyorsun
Ve onu arıyorsun beni ararken.
Bir yanıt yazın