Unuttuk sesini
vicdanın
sürüklense de yalan
sisinde her söz
kibirle ördüğümüz
duvarlar yükselirken
kalplerimiz arasına
bir uçurum açıldı
Gördük o uçurumu
her aynaya baktığımızda
saklamaya çalıştık
çatlakları makyajla
parfüm sıktık küflenmiş
anılarımıza, sustuk
gerçeğin acıtan
fısıltısına, bir gölge
düştü üzerimize, yansıdı
her gülüşümüze sahtelik
kör ettik ruhumuzu
Kaldık yalnız
yalanlarımızın içinde
boğulurken gururumuz
bir çıkış yolu aradık
Şimdi eriyor
buzdan kalelerimiz
her damla yaşla
yanan vicdanımızla
affedilmek umuduyla
bakıyoruz geleceğe
belki bir gün yeniden
yeşerir umut, belki
bir el uzanır karanlıktan
belki de sadece eririz.
Bir yanıt yazın