Yitik Zamanın İzleri

Eskimiş bir sandığın derinlerinde saklı,
Yitirdiğim anılar, solgun birer yaprak gibi.
Tozlu raflarda unutulmuş bir kitap,
Okunmamış satırlarla dolu, sessiz çığlık.
Geçmişin hayaletleri dolaşır odamda,
Yüzleri silinmiş, sesleri kısık.
Bir zamanlar benim olan, şimdi yabancı.

Saatler durmuş, akrep yelkovanı unutmuş,
Zamanın nehrinde kaybolmuş bir sandal.
Yüzümde beliren çizgiler, yaşanmışlıkların izi,
Bir aynada gördüğüm yabancı suret.
Dün, bugün, yarın, hepsi bir yanılsama,
Kaybolmuş bir yolculuğun sonu.

Rüzgarın fısıltısı, eski bir şarkı,
Hatırlamak istediğim, unutmaya çalıştığım.

Güneşin batışı, gökyüzünde kızıl bir veda,
Yarın ne getirecek, bilinmez bir ada.

Ve ben, bu yitik zamanın kıyısında,
Bekleyen bir yolcuyum, umutla karışık korkuyla.
Ellerim boş, yüreğim buruk,
Geçmişin yükü omuzlarımda.
Belki bir gün, yeniden bulurum kaybettiğimi,
Belki bir gün, zamanın sırrını çözerim.
Ama şimdilik, sadece beklerim,
Yitik zamanın izlerini sürerek.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir