Yankılar ve Yitik Vatan

Bir zamanlar, şen kahkahalar yükselirdi evlerden,
Şimdi sadece acı bir fısıltı, duvarlarda yankılanır.
Çocukların oyuncak sesleri sustu, yerini sirenler aldı,
Gökyüzü maviliğini kaybetti, dumanla örtüldü.
Toprak, kanla sulandı, çiçekler soldu, umutlar tükendi.
Evler yıkıldı, hatıralar gömüldü, yaşamlar karardı.
Bir zamanlar vatan dediğimiz bu kutsal toprak,
Şimdi bir mezarlık, bir enkaz yığını, bir cehennem.
Gözyaşları deniz oldu, ağıtlar göğe yükseldi,
Kalpler kırıldı, ruhlar yaralandı, gelecek çalındı.
Nereye gitsek, içimizdeki bu yangın sönmez,

Kaybolmuş bir gülüş, yitirilmiş bir bahar,
Artık geri gelmez.
Gözlerimde biriken yaşlar,
Boğazımda düğümlenen sözler,
Yüreğimde kanayan yaralar.

Hatırlıyorum, o güzel günleri,
Güneşin sıcaklığını, kuşların sesini,
Şimdi sadece bir hayal, bir özlem.
Nereye gitsem, bu acı beni takip eder,
Bu yükü nasıl taşırım bilemem.

Bir daha asla aynı olamayacağım,
Bir parçam hep eksik kalacak.
Vatanım, evim, yuvam,
Her şeyim elimden alındı.
Şimdi sadece bir gölgeyim,
Kendi içimde kaybolmuş.

Belki bir gün, yeniden doğarız küllerimizden,
Belki bir gün, vatanımızı geri alırız.
Ama o güne kadar,
Bu acı içimizde yaşamaya devam edecek.
Yankılar susmayacak.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir