Yüreğimiz sağolsun
Bir yalnızlık bulduk
Kaçınca sessizce;
Yürekten Vaha:
Kendine yolculuk!
Bilginlere sorduk çaresiz
Dediler ki, yorulma;
Feda et içindeki beni
Ve dinle kalbinin sesini,
Dönüşü yok bu sefer.
Gözlerin kamaşsa da,
Yolun sonu görünmese de,
Vazgeçme içindeki umuttan,
Çünkü en güzel vaha,
Kendi ruhunun derinliğinde saklıdır.
Yalnızlığın sancısı diner elbet,
Yolculuk uzun, adımlar yavaş,
Ama sonunda bulacaksın kendini.
Kategori: Şiir
Modern Hicret
Beyoğlu Aklı
Bir de şehre indim, ne kalabalık, ne telaş!
Her yüz bir maske sanki, sırıtıyor yavaş yavaş.
Akıl pazarda satılır, kimde var ki bedava?
Ne doğru var ortada, ne bir iz’an eseri,
Herkes bir şey söylüyor, kimse bilmez sebebi.
Kimi paraya tapar, kimi şöhrete meftun,
Akıl bir gölge gibi, kaybolmuş büsbütün.
Sanat da yozlaşmış, aşklar sahte gülüşler,
Herkes bir rol kesiyor, kimse gerçek değil ki.
Eski âşıklar nerde, eski sözler nerede?
Akıl suskun bir figan, yankılanır derinde.
Bir zamanlar burası bilgelik yuvasıydı,
Şimdi koca bir yalan, riyanın kalesi.
Akıl bir serap oldu, çöllerde kayboldu gitti,
Kimse aramaz artık, herkes kendi nefsiyle.Yitik Zamanların Frekansı
Bir frekans tutturmuş kayıp zaman, bilirim
Her dönüşünde aynı şarkı, aynı telaş
Yüzümde biriken çizgiler, sessiz bir yemin
Yeniden doğsa da umut, küllenmiş bir savaş
Bir ihtimal ararım, tutunacak bir dal
Oysa her şey değişmiş, dünya bambaşka
Yüreğimde yankılanan bir eski masal
Dönüşü olmayan bir yola çıkmışım aşkla
Belki de talihsizlik değil, bir seçim bu
Kendimi kandırmak, gerçeği görmezden gelmek
Anılarla avunmak, boş bir kuyu
Her yeni gün, bir öncekinden daha belirsiz
Yine de beklerim, bir mucize belki.Yine De Umut İhlali
sevgilim
yüzünde solmayan tebessümler biriktir bana
şehirlerin ışıkları sönmesin gece yarılarında
yalnız kalpler buluşsun bir bankta
unutulmuş şarkılar yeniden çalınsın radyolarda
kaybolmuş adresler yeniden yazılsın
yüzler gülsün hiç sebepsiz yere
gözyaşları dinsin
aşkın en saf hali yaşansın yeniden
ihanetler silinip gitsin hafızalardan
kırık dökük hayaller onarılsın
mutluluk her köşeye yayılsın
yalanlar bir daha söylenmesin
dürüstlük bayrak gibi dalgalansın
vicdanlar konuşsun her daim
adalet yerini bulsun
sevgilim
umudun yeniden yeşerdiği günler getir bana
karanlıklar aydınlığa dönsün
güneş her sabah umutla doğsun
dünya yeniden sevgiyle dönsün
iyilik kazansın her zamanHASRETİN AYNASI
Geceler uzar sensiz, bir gölge gibi
Yıldızlar kayar sessiz, bir fısıltı gibi
Yüzün düşer aklıma, bir anı gibi
Bakışın canlanır içimde, bir ateş gibi
Ellerin dokunur tenime, bir rüya gibi
Sesin yankılanır kulağımda, bir şarkı gibi
Kalbim atar durmadan, bir davul gibiAnılar birikir içimde, deniz kabukları gibi
Gülüşün saklı durur, bir hazine gibi
Beklemek yorar beni, bir yolculuk gibi
Umut beslerim içimde, bir tohum gibi
Aşkın büyür kalbimde, bir ağaç gibi
Özlemim artar günden güne, bir sel gibiSensizlik derin bir kuyu
Hasretin yakar içimi
Gözlerim arar seni
Ruhum feryat eder derindenDüşünmeler Bahçesi
Düşünmeler görüyorum her an ayrı düşünmeler
Umutsuz düşünmeler, tutunmak düşünmesi, kırık dallar düşünmesi
Hepsi de beni sarıyorlar, hepsi de bir telaş mahcubiyetinde
Gördüm suskunluğun ki derin, gördüm isyanın ki ani
Gördüm ama nasıl, gördüm ama neden, gördüm ama bu kadar iz
Aynı bir anılar bahçesi, aynı bir o kadar yorgun.
Düşünmeler görüyorum, akıl ortası gibi içimde
Pişmanlıkta fikir, gelecekte kaygı, geçmişte hatıra
Fikir oluyorlar durmadan, bu fikirler de yarını yok edenleri
Bugünü zehir edenleri bunlar, kurda açlık hırsı
Çiçekten solmayı, güneştan kararmayı çıkaran bunlar da
İşte uzunlardan sancı, işte karanlıklardan yalnızlığı
Düşünmeler görüyorum sürekli fikir olan düşünmeler.
Sevgi fikirleri vardı gel git eden anılarıma
Dostluklardan gelenleri dostluğu da bir sınav yapan
Hiciv düşünmeleri, inat düşünmeleri, yüzler buruşturan düşünmeler
Düşünmeler, öfkeyle, kinle, haykırışla
_Öfkeden, kinden, haykırıştandı fikirleri-
Keder düşünmeleri, soğuk -acı, buğu düşünmeleri gecelerde
En karalısı bu: savaşlarda, en sessizi ölümlerdeki
Unutma düşünceleri onlar bitti.Aşk Taksi
Durdun be gönlümün şoförü
Durdun nihayet şu kalabalık hayallerimi
Teslimiyet sükunetiyle
o uzun bekleyişinden
Umut gülleri açıyor şimdi
yorgun ellerinde
Giden yok senin kadar gerçek
Platonik sürgünümden
Aşk mıdır bilmem bu dehliz
Yoksa bir şehir efsanesi midir
Kaldırım taşlarına fısıldanan
Beklenen son durak
Belki de sadece bir tesadüfAlacakaranlık Yemin
korkarım bir de bakmışım
ömrümün iskelesine demir atmış bir gölge
gereğinden karanlık bir vedasın aklımı karartma
takma kalbime paslı zincirler
o yüke alışık değil bu beden bu kemikler
kimin hatırası benim düşüme düştü bilinmez
uçurumdur sessiz dipsiz inilmez
kapma fenerini yorgun ruhumun
söner de içinden kayıp bir yol çıkar çizilmez
daha bu sızı bir şey değil
sen bir de yorgun halimi dinle
gözünden düşen yaş benim içime damlar farkına varmazsın
karda kelebek nasıl uçmayı bilmez
kar da kelebek de
hangi rüzgarın önündedir ayırmaz
böyle bir unutmak vardır
ve birçok eski şarkıda duyulmuştur
yok aynalara küskün olanların işidir yalnızlık
buruşuktur yüzü ruhlarının
boyuna boyna tebessüm umut istemez
yalnızın kalbi viranedir
viranenin en kuytusunda saklanır
gülme halime sığınacak kimsem yok
gelme geceme yarın veya başka şehir
takvim mevsim saat yok
kirpiklerinde bulunabilir
bazı kayıp aşkların
unutulmuş hayalleri
bir hasrete tutsak kalır
idam gibi
yaşanmamış anıların
yeri geldi diye susuyorum
yoksa hiç niyetim yoktu
gidenler dönerler
her sabah uykusuzluğuma
sohbet eder giderler
bir veda hüznünde
kalanlarda kalmış ya sözü gidenlerin
hep eski adresler arıyorlar
günlük sahte mektuplarda
ve yalanlar kalanlara kalıyor
nasılsa gidenler gerçeğin olduğu yerde
sebebim sensin
bu isli lamba
bu puslu cam
bu suskun dil
yokluğun
her şeyi unuttuğum hayat
beni yalnız bırak!
her evin köşesinde solgun bir anısı
unutulmuş aşkların
yas var hatıraların bazı sokaklarında
zamansız olarak anlatmıyorlar
bazı ayrılıkları
kelimelerin bazı sızlayan harflerinde
işi ağırdan alma töreni
beş ömür sürüyor anlamak
bir vedanın acımasız yüzünü
bütün bunların sebebi sensin
asla yaşanmayacak bir aşkın
tam ortasında
elinde derin bir ayrılık kokusu.Yazgı Satıcısı
İnancımı yitirmeden önce
ne çok yol arşınladım
ne az sevda biriktirdim
oysa karşıma çıkınca
aldırmadım hiç kuşkuya
bendim çünkü kalbimi açan
onun umuduna
Derviş diyorlar bana şimdi
bilmiyorum oysa
her duaya sığmalı mı yakarış
her şeye nedense
kapanmıyor bu kapı
hay gönlümü
eski sancı sarsın; sabır
Mürşit olmak isterdim
gözümün önünde
yeni bir dünya kuran
gibi durmadan
yeni yollar açan
bir nefes hafifliğiyle gelip
geçen zamana
Avare bir şair fısıldıyor kulağıma
ve semayı göstererek
bırak artık diyor aramayı
bu sonsuz evrende
inanılacak tek yer
elbette kendi içindeki
şu küçük yıldız
Sefil olsa da ruhum
dizeler yazmaktan bıkmam
beni yalnızca sen anlarsın
kalbinin derinliğinden çıksın
diye sözlerin
bir ömür beklediğim
gözlerine takılıp kalan ben.Yersiz Beklentiler
Devir değişti, kalpler yoruldu
Eski aşklar masallarda kaldı
Şimdi her şey anlık, sanal bir oyun
Beklemekse sadece bir yanılgı.
Bir mesajla başlar, bir bildirimle biter
Dokunmadan sevmek, ekrana gülümsemek
Umut kırıntıları, sanal bir alemde
Aslolan neydi, artık kimse bilmez
Boşa kürek çekmek, yersiz beklentiler.