Sükûtun Rengi

Dönerdi, bir zamanlar, yüzünü bana,
Şimdi duvarlara dönük, öylece duruyor.
Renkler soldu, anılar silindi.
Aynı evdeyiz, yabancı gibi.
Bir zamanlar bahar olan içimde,
Şimdi hep sonbahar esiyor.
Konuşurdu, saatlerce, hiç susmazdı.
Şimdi kelimeleri yutkunuyor sanki.
Gözleri bir şeyler anlatır gibi bakıyor,
Ama dudakları kilitli, çözülmüyor.
Bir zamanlar neşeli olan sesinde,
Şimdi hep bir hüzün var, geçmiyor.
Bir zamanlar sarılırdı, sımsıkı, bırakmazdı,
Şimdi dokunmaktan bile çekiniyor.
Elleri buz gibi, sanki donmuş.
Gülüşü kayıp, bir daha gelmemiş.
Bir zamanlar hayat dolu olan kalbi,
Şimdi sanki taş kesilmiş, atmıyor.
Sessizliğin rengi her yere sinmiş.
Ayrılık değil, ama birlikte değiliz.
Ölüm değil, ama yaşamıyoruz.
Bir boşluk var içimizde, dolmuyor.
Eski bizden eser yok, kaybolmuşuz.
Bir zamanlar bizdik, şimdi kim bilir neyiz?
Belki de sadece iki yabancıyız artık.
Hatıralar canlanır bazen, hatırlatır bizi,
Ama sonra susar, yok olur gider.
Sükûtun rengi, her şeyi örtüyor,
Ve biz, o renkte kayboluyoruz.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir