Sokak lambaları sarı gözlerle süzer geceyi,
Asfalt ağlar sessizce, kimsesizliğe.
Binalar, devasa mezar taşları gibi dikilir,
Uyuyan şehrin üzerine bir kâbus çöker.
Ben, bu uykusuzluğun nöbetçisi,
Penceremde bir hayaletle demlenirim.
Radyoda eski bir blues çalar,
Kaybedenlerin türküsü bu, en derinden.
Ve bilirim, sabah olduğunda,
Bu şehir yine maskesini takacak,
Hiçbir şey olmamış gibi davranacak.
Ama ben unutmam,
Gecenin karanlığında gördüklerimi,
Şehrin uykusunda fısıldanan sırları.
Bir yanıt yazın