Edebiyat Köşesi

  • Düşünmeler Bahçesi

    Düşünmeler görüyorum her an ayrı düşünmeler
    Umutsuz düşünmeler, tutunmak düşünmesi, kırık dallar düşünmesi
    Hepsi de beni sarıyorlar, hepsi de bir telaş mahcubiyetinde
    Gördüm suskunluğun ki derin, gördüm isyanın ki ani
    Gördüm ama nasıl, gördüm ama neden, gördüm ama bu kadar iz
    Aynı bir anılar bahçesi, aynı bir o kadar yorgun.
    Düşünmeler görüyorum, akıl ortası gibi içimde
    Pişmanlıkta fikir, gelecekte kaygı, geçmişte hatıra
    Fikir oluyorlar durmadan, bu fikirler de yarını yok edenleri
    Bugünü zehir edenleri bunlar, kurda açlık hırsı
    Çiçekten solmayı, güneştan kararmayı çıkaran bunlar da
    İşte uzunlardan sancı, işte karanlıklardan yalnızlığı
    Düşünmeler görüyorum sürekli fikir olan düşünmeler.
    Sevgi fikirleri vardı gel git eden anılarıma
    Dostluklardan gelenleri dostluğu da bir sınav yapan
    Hiciv düşünmeleri, inat düşünmeleri, yüzler buruşturan düşünmeler
    Düşünmeler, öfkeyle, kinle, haykırışla
    _Öfkeden, kinden, haykırıştandı fikirleri-
    Keder düşünmeleri, soğuk -acı, buğu düşünmeleri gecelerde
    En karalısı bu: savaşlarda, en sessizi ölümlerdeki
    Unutma düşünceleri onlar bitti.


  • Aşk Taksi

    Durdun be gönlümün şoförü
    Durdun nihayet şu kalabalık hayallerimi
    Teslimiyet sükunetiyle
    o uzun bekleyişinden
    Umut gülleri açıyor şimdi
    yorgun ellerinde
    Giden yok senin kadar gerçek
    Platonik sürgünümden
    Aşk mıdır bilmem bu dehliz
    Yoksa bir şehir efsanesi midir
    Kaldırım taşlarına fısıldanan
    Beklenen son durak
    Belki de sadece bir tesadüf


  • Alacakaranlık Yemin

    korkarım bir de bakmışım
    ömrümün iskelesine demir atmış bir gölge
    gereğinden karanlık bir vedasın aklımı karartma
    takma kalbime paslı zincirler
    o yüke alışık değil bu beden bu kemikler
    kimin hatırası benim düşüme düştü bilinmez
    uçurumdur sessiz dipsiz inilmez
    kapma fenerini yorgun ruhumun
    söner de içinden kayıp bir yol çıkar çizilmez
    daha bu sızı bir şey değil
    sen bir de yorgun halimi dinle
    gözünden düşen yaş benim içime damlar farkına varmazsın
    karda kelebek nasıl uçmayı bilmez
    kar da kelebek de
    hangi rüzgarın önündedir ayırmaz
    böyle bir unutmak vardır
    ve birçok eski şarkıda duyulmuştur
    yok aynalara küskün olanların işidir yalnızlık
    buruşuktur yüzü ruhlarının
    boyuna boyna tebessüm umut istemez
    yalnızın kalbi viranedir
    viranenin en kuytusunda saklanır
    gülme halime sığınacak kimsem yok
    gelme geceme yarın veya başka şehir
    takvim mevsim saat yok
    kirpiklerinde bulunabilir
    bazı kayıp aşkların
    unutulmuş hayalleri
    bir hasrete tutsak kalır
    idam gibi
    yaşanmamış anıların
    yeri geldi diye susuyorum
    yoksa hiç niyetim yoktu
    gidenler dönerler
    her sabah uykusuzluğuma
    sohbet eder giderler
    bir veda hüznünde
    kalanlarda kalmış ya sözü gidenlerin
    hep eski adresler arıyorlar
    günlük sahte mektuplarda
    ve yalanlar kalanlara kalıyor
    nasılsa gidenler gerçeğin olduğu yerde
    sebebim sensin
    bu isli lamba
    bu puslu cam
    bu suskun dil
    yokluğun
    her şeyi unuttuğum hayat
    beni yalnız bırak!
    her evin köşesinde solgun bir anısı
    unutulmuş aşkların
    yas var hatıraların bazı sokaklarında
    zamansız olarak anlatmıyorlar
    bazı ayrılıkları
    kelimelerin bazı sızlayan harflerinde
    işi ağırdan alma töreni
    beş ömür sürüyor anlamak
    bir vedanın acımasız yüzünü
    bütün bunların sebebi sensin
    asla yaşanmayacak bir aşkın
    tam ortasında
    elinde derin bir ayrılık kokusu.


  • Yazgı Satıcısı

    İnancımı yitirmeden önce
    ne çok yol arşınladım
    ne az sevda biriktirdim
    oysa karşıma çıkınca
    aldırmadım hiç kuşkuya
    bendim çünkü kalbimi açan
    onun umuduna
    Derviş diyorlar bana şimdi
    bilmiyorum oysa
    her duaya sığmalı mı yakarış
    her şeye nedense
    kapanmıyor bu kapı
    hay gönlümü
    eski sancı sarsın; sabır
    Mürşit olmak isterdim
    gözümün önünde
    yeni bir dünya kuran
    gibi durmadan
    yeni yollar açan
    bir nefes hafifliğiyle gelip
    geçen zamana
    Avare bir şair fısıldıyor kulağıma
    ve semayı göstererek
    bırak artık diyor aramayı
    bu sonsuz evrende
    inanılacak tek yer
    elbette kendi içindeki
    şu küçük yıldız
    Sefil olsa da ruhum
    dizeler yazmaktan bıkmam
    beni yalnızca sen anlarsın
    kalbinin derinliğinden çıksın
    diye sözlerin
    bir ömür beklediğim
    gözlerine takılıp kalan ben.


  • Yersiz Beklentiler

    Devir değişti, kalpler yoruldu
    Eski aşklar masallarda kaldı
    Şimdi her şey anlık, sanal bir oyun
    Beklemekse sadece bir yanılgı.
    Bir mesajla başlar, bir bildirimle biter
    Dokunmadan sevmek, ekrana gülümsemek
    Umut kırıntıları, sanal bir alemde
    Aslolan neydi, artık kimse bilmez
    Boşa kürek çekmek, yersiz beklentiler.


  • Başlıksız Şiir (2025-07-24 14:05:14)

    Yüzleşmeler Çağı

    Şarkılarımı dinler misin artık, sustuklarımda yankılananları?
    Kimleri sakladım içimde, kimleri fırlattım zamana?
    Yüzleştim mi aynadaki yabancıyla?
    Tekrar sormalıyım kendime
    Hayallerimi, umutlarımı
    Gözlerim eski defterlerde mi kayboldu?
    Kutsadım mı yoksa yalnızlığımı?
    Yaralarımı sardım mı?
    Doğru okudum mu hayatın hecelerini?
    Ellerim nasırlı, kalbim yorgun, ruhum asi,
    düşlerim yarım, sözlerim eksik mi?
    Affettim mi beni unutanları:
    Yalanları, ihanetleri, kayıpları, acıları, kırgınlıkları,
    Geçmişe, bugüne, yarına borcumu ödedim mi?
    Hissettim mi içimdeki fırtınaları
    Hala inanabiliyor muyum mucizelere?


  • Yüreğim Söz Dinlemez Çağa

    Düştüm aşkın ateşine yanarım,
    Garip gönlüm dertten derde konarım.
    Sevda yolu çetin, yollar ararım,
    Bir umutla yarına seslenirim.
    Çağ değişti, gönül aynı çağda,
    Yüreğim söz dinlemez çağa.
    Eskilerde aşk bir sır, bir duaydı,
    Şimdi her söz yalan, her yüz riyaydı.
    Sevgi nerde, kimde kaldı, bilemem,
    Ben o yari nasıl bulup sevemem?
    Bu çağın vefası yalan dolanmış,
    Gönül yaram derin, kan revan olmuş.
    Ey felek, bu sevda niye böyle yazılmış?
    Yine gönlüm bir yare tutsak,
    Sevda ateşiyle yandım, oldum hak.
    Aşkın kanunu, sevdanın yolu bu mu?
    Gönül feryat eder, dinleyen yok mu?
    Yüreğim söz dinlemez çağa.


  • Suskun Ağrılar

    o ağrılar ki derindir
    yitik bir coğrafyanın
    haritasız sokaklarında yankılanır
    o ağrılar ki bazen
    umutsuz bir bekleyiştir
    unutulmuş bir kıyıda
    sırrını saklayan yosunlu taşlar

    o ağrılar ki
    geçmişin karanlığında
    sönmeyen bir ateştir
    kül olup savruldukça yeniden alevlenir
    o ağrılar ki ruhumuzun en ücra köşesinde
    saatli bir bomba gibi
    patlamayı bekler durur
    o ağrılar ki bir kere fısıldanmıştır kulağımıza
    ömür boyu taşırız.


  • Sırrım Kalsın Diye

    Yüzüm senden döner
    saklansın
    ne tenha bir yalan telaşı
    ne sızısı suskun bir şarabın,
    yorgun ve bitkin bir duvar saati yalnızlığı
    avuçlarının arasına düşen kaderine…
    kırgın aynalar unutulsun
    yüzüm senden döner
    saklansın
    sen unutsan aslında
    bütün anıları tüketirsin
    hayalde kalmayacak hayalim
    yanlış limanlar yanlış gemiler
    ve her seferinde karabatak
    meczup yalnızlık tadacak
    aklına bir soru gelecek
    bir tutam küllenmiş umudun isyanına
    emanet edeceksin
    bütün şehirlerin sesi kesilsin
    yüzüm senden döner
    saklansın
    ellerin bir seraptı çöllerimde,
    ellerin,
    yorgun saatlerime kapanan gizli kapı..


  • Arafta Kalan Yemin

    Bir söz verdin, tutmadın yeminini
    Aşkınla yandım, sönmedi kinim
    Unutulmaz sandım, oysa ki anı
    Yalanmış gözlerin, sahteymiş sevgin
    Şimdi hangi yolda, kiminlesin sen?
    Hangi ellerdesin, nerelerdesin ben?
    Bir yabancı gibi baktın yüzüme
    Düştüm dipsiz kuyuya kendi elimle
    Gönlümde bir sızı, dinmeyen bir ah
    Sensiz geçen her gün, bin beterdir vah
    Ne mümkün unutmak, ne mümkün affetmek
    Bir çıkmaz sokakta, kayıp bir çare
    Gözyaşlarım sel oldu, aktı denize
    Yüreğim kan ağlar, düşmanım nefse
    Sensiz geçen günler, zindan bana
    Dön gel desem de, faydası yok asla