Şehirde yapayalnızım;
Yüzüm yabancı, izim yabancı.
Kalabalıkta kaybolmuşum;
Sesim yabancı, sözüm yabancı.
Köklerim sökülmüş dalım,
Tutunacak bir yer ararım,
Ben kendime bile yabanım.
Bir dokunuş bekler gönlüm,
Şefkat dilenir her an.
Aşk bir reklam, sevgi ölüm,
İnsanlık nerde, ey zaman?
Sanalda dostluk ararım,
Gerçek bir ses özlerim.
Ekranlara tutsak kalmışım,
Yüzler soğuk, sözler yavan.
Kalbim kırık, ruhum yaralı.
Herkes yabancı, herkes yalan.
Duvarlar ördüm etrafıma,
Saklarım içimde fırtınayı.
Aynada bir suret, yabancı bana,
Unuttum sevmeyi, şefkati, anayı.
Bir gülüşe hasret kaldı gözlerim,
Bir dost eli arar ellerim,
Yapayalnızım bu koca dünyada.
Gözlerim uzaklara dalar,
Bir umut ışığı bekler.
Belki bir gün değişir kader,
Belki bir gün şefkat değer,
Yeniden yeşerir bu çorak yer.
Şiirler
Yalnızlığın Yeni Çağı
İŞTE ÇIKTI:
Çağdaş Hayal Kırıklığı
Kelimeler pas tutmuş, anlamsız bir yığın,
Dillerde sakız olmuş, eski bir ezgi.
Her hece bir sitem, her harf bir acı,
Yürekte bir yangın, gözlerde nemli,
Aşklar yalan olmuş, sevgiler sahte.Yüzler maskelenmiş, ruhlar kararmış,
Gülüşler yapmacık, sözler riyakar.
Dostluklar menfaat, vefalar unutulmuş,
Herkes bir yabancı, herkes bir düşman,
Umutlar tükenmiş, yarınlar karanlık.Ne kaldı geriye, bu boş dünyada?
Bir avuç kül, bir yığın enkaz.
Sadece bir hayal kırıklığı,
Kalpte bir sızı.Sessiz çığlıklar,
Boşluğa yankılanan.
Yalnızlık hüküm sürüyor.Belki de bir gün, güneş yeniden doğar,
Belki de bir gün, umutlar yeşerir.
Belki de bir gün, kalpler yeniden ısınır.
Ama şimdilik sadece sitem var,
Sadece acı var, sadece yalnızlık var,
Bu çağın hayal kırıklığı içimizde,
Her an büyüyen kocaman bir yara.Sislenen Nehir
ışığıma değdi gölgen
içimde sonsuzluk sancısı!
kaçak aktın ruhuma,
bir yalnızlık daha büyüyor içimde…
sesin yanımda değil,
tüm kuşlar uçuyor yuvandan
bütün hayallerime bir ağıt,
büyüyor içimde…
yeryüzünde bir kayıp coğrafya kederi,
saklı itiraflar, suskun vedalar
kimbilir hangi şehrin yorgun akşamı
dostlarım denizler gibi çaresiz telaşlar…
turnalar göç ediyor
büyüyor içimde
bir vazgeçişin kıyısında
sessizce çaresiz
uykusuz
yani küskün, bezgin
ve
hiçbir aşkın unutturamadığı
ellerin,
ellerimin boşluğunda
elveda figan…
hüzün kokusu sindi havaya
bir ağıt daha büyüyor içimde!Ayrılığın İzleri
AYRILIĞIN İZLERİ
Hatırlarsın sen seni, sana seni,
Gittiğinde, unuttuğunda,
Bıraktıklarında beni sana, sana beni,
Bilmesem bile, affettiklerimde.
Ah hep içimde, hep içimde;
Hatırlarsın seni sana, sana seni,
Yüzünde, ellerinde, sesinde.Söz verirsin kendine, sana kendine,
Döndüğünde, aradığında,
Vazgeçtiklerinde beni sana, sana beni,
Söylemesem bile, beklediklerimde.
Ah hep yanımda, hep yanımda;
Söz verirsin seni sana, sana seni,
Yüreğinde, düşlerinde, umudunda.Kaybolursun bizde,
Bulunmazsın izimde,
Anlatırsın sessizce,
Yeniden, yeniden.Keder Suretleri
Önce umudu kırdılar içimde,
Gökkuşağı söndü, renkler karardı,
Sonra kalbimi ezdiler acımasızca,
Sanki bir taş yığınına saplandı.
Ruhum bir çöl gibi susadı.
Şimdi aynalarda solgun suretler,
Yüzümde biriken keder çizgileri,
Daha çok kaybolacak, boşlukta yitip
Yalan gülüşlerin esiri,
Solgun, bitkin hayaller.Yapayalnız Bağlantı
Eski bir telefon kulübesinde buldum kendimi
hatlar çekilmiş, ahize kopuk
şehre bakan camdan duvarları çizilmiş
bir zamanların aşk şarkıları çalıyor
bozuk para atınca sanki anılar birikiyor
Gözlerim kapalı, bekliyorum bir sinyal
yankılanan sesler tanıdık değil
bir köprüydü oysa, şimdi bir boşluk
görünmez iplerle bağlandığımız evren.Yabancılık
En derin sancı
Kabullenmeyiş olandır..
Hiç kimse fark etmediğinden.
Kim bilir;
Belki bir oyun’dur..
Kendiliğinden.
Bir sığınak olsa gerek,
Ulaşılamayandır..
Uzaklığından.
Bir arzu belki de;
Ertelendiğindendir..
Derinden.Yaz Sonu Titreşimleri
Gölgeler uzadı, bahçede son demler.
Gönül bir şeyler bekler, geçmişe siner.
Bir hüzün çöker içime, nedensiz böyle.
Anılar canlanır, solgun bir film şeridi.
Yaz biterken, bir titreşim kalır geriye.
Bu sessizlikte, hatıralar konuşur.
Bir zamanlar yaşananlar, ruhumu okşar.
Belki bir veda, belki yeni bir başlangıç.
Her bitişin ardında, umut saklıdır.
Bu sonbahar hüznü, içimde bir yankı.
Gönlümde yadigâr kalan, bir yaz türküsü.KARARSIZLIK AĞACI
Aklım bir bahçe, fikrimde bin telaş,
Dalı budak sardı, kararsızlık ağacı.
Ne yapsam, ne etsem, gitsem mi kalsam,
Kök saldı içime, kuruttu baharı.Her yol ayrımında bir kuş cıvıldar,
Biri git der bana, diğeri dur der.
Gönlümün pusulası şaştı ne çare,
Yönümü kaybettim, bu dertle yazarım.Bir umut ışığı, bir de karanlık düş,
Hangisine kanayım, bilmem gardaşım.
Yüreğimde sancı, gözümde yaşlar,
Bu ikilem beni yavaşça boğacak.
Bir karar ver artık, ey benim aklım.Kabuk Tutmayan Ayrılıklar
Bir yalan rüzgarı eserdi sanki içimde
Kırık dökük umutlarla dolu,
Nasıl da kandırdım kendimi bile bile;
Gidişin bir veda değil,
Sadece bir mola…
Ama yol çoktan ayrılmıştı bile.
Bir küllenme hissi var bu bekleyişlerde,
Geçmiyor zaman, geçmiyor.
Bir alışkanlık bu sanki,
Unutmaya çalışmak seni.
Bir zehir gibi yayılıyor içime,
Her an yeniden kanayan yara.
Ne yapsam, ne etsem,
Kabuk bağlamıyor artık bu ayrılık,
Acısı dinmiyor asla.