Edebiyat Köşesi

  • Gurbet Hatırası

    Yine bir Nisan, yine sensiz bu şehir,
    Hatıralar birer birer canlanır içimde derinden,
    Ayrılık bir yara gibi, kanayan bir nehir.
    Ne İstanbul’un lalesi, ne Ankara’nın taşı,
    Ne de Bursa’nın yeşili avutur bu gönlü,
    Her sokak, her köşe sensizliğin telaşı.
    Bir zamanlar el ele gezerdik kıyıları,
    Şimdi yalnızım, bir gölge gibi dolanırım,
    Anılarla örülü bu yabancı diyarı.
    Ne Boğaz’da bir vapur sesi, ne Çamlıca’da bir çay,
    Ne de Uludağ’da bir kayak keyfi teselli verir,
    Sensiz geçen her an, bir ömre bedel, ah!
    Gözlerim seni arar, her yüzde, her surette,
    Kalbim seni özler, her nefeste, her atışta,
    Yokluğun bir zehir gibi işler içime,
    Dön artık, ey sevgili, dön artık bu gurbetten.
    Vatanım sensin, yurdum sensin benim,
    Sensiz geçen her gün, bir azap, bir keder,
    Gönlümde yanan hasret ateşiyle eririm.


  • Güzün Solgun Dansı

    Güz geldi, yapraklar usulca yere düşer
    Her biri bir anı, bir ömrün resmini çizer
    Rüzgar fısıltılarla eski şarkılar söyler
    Aşklar yarım kalır, umutlar bir bir erir
    Yalnızlık çöker içime, bir gölge gibi gezer
    Hüzün dans eder ruhumda, sessizce süzülür
    Gidenlerin ardından bakarım, gözlerim yaşla dolar
    Eski bir fotoğraf gibi solgun hatıralar
    Yürekte saklı kalan, söylenmemiş sözler
    Bir veda busesi gibi, uçup giden kuşlar
    Gözlerim arar seni, kayıp bir iz gibi
    Güzün hüznü siner içime, derin bir yara gibi
    Yağmur diner, toprak kokusu yükselir
    Umut yeniden doğar, içimde yeşerir
    Belki bir gün döner, kayıp zaman geri
    Güzün solgun dansı biter, bahar yeniden gelir
    Gözyaşlarım diner, gülümserim yeniden hayata


  • Sessiz Şehirler Atlası

    Seni anılara sardım, eski bir şarkı gibi
    Yeniden çalınmayan bir plakta unutulmuş
    Ve her defasında içimde bir şey kırılır
    Böyle uzaklaşmış da olsak birbirimizden.
    Şarkılar söylenir, şarkılar susar
    Biz bu vedayı neresine yazdık ki kaderin
    Solgun bir fotoğrafta mı yoksa
    Tam oradan mı başlayan gri bir hüzne.
    Bütün sabahlar aynı telaşla başlar
    Ve bütün akşamlar, bütün yalnızlıklar
    Telefon çalar ki bir de, tanımadık bir ses
    Belki benim sana özlemim de hep böyle.
    Dün sabaha karşı lacivert bir rüya gördüm
    Sonra bütün rüyalar hep birden kayboldu
    Hayaller, hayaller, belki hepsi bir yalan.


  • Yüzleşme Çeşmesi

    Ey hayat!
    Son deminde
    “Benim mi bu
    gözaltı torbam?”
    dersin.
    “Pişmanlık denizi
    bende batarsa,”
    dersin,
    “boğulurum!”
    Boğulursun belki de, dost yüzlü yabancı,
    gri bir anı gibi silinir gülüşün aynada;
    boğulursun, kalbinin paslı, eski limanı,
    en fazla bir an sürer
    yeni çağlarda
    vicdan azabı.
    Vicdan
    bir aynada kırılan bir suret.
    Bu surete bir türlü
    alışamıyor gönlüm.
    Lakin
    emin ol ki, ey garip,
    aciz bir ruhun
    karanlık, kaypak bir yılan gibi sokan dili
    değecekse eğer
    kalbine,
    yeşil gözlerinde umudu aramak için
    nafile bakacaklar
    Sana!
    Ben,
    kararsızlığında son nefesimin
    hatıralarımı ve seni göreceğim,
    ve sadece
    bitmemiş bir öykünün hüznünü
    ruhumda taşıyacağım…
    Yüzleşmem benim!
    Kuru dallı,
    kül rengi,
    sözleri zehirden acı arım benim;
    ne diye sordum sana
    sorgulandığını benliğimin,
    daha aklım ilk adımında
    ve bir bıçak gibi kesmiyorlar
    kafamı.
    Haydi bunlara boş ver.
    Bunlar gelip geçici.
    Aklın varsa eğer
    bana cesaret ver biraz,
    tuttu kalbimin karanlık korkusu.
    Ve unutma ki
    daima aydınlık şeyler düşünmeli
    bir çaresizin aynası.


  • Kırılgan Cesaret

    Her nasılsa umutlusun
    Bir sızı gibi sarıyor ruhunu
    geleceğin karmaşası
    ve hep bir şeyler tamam gibi
    bir şeyler başlar gibisin
    Yeni başlangıçlar
    yeni sevdalar arefesindesin
    Bir çöl yalnızlığına inat kalbin
    Oysa yalnız bir gülüştür
    kederi umuda dönüştüren
    Çoktandır inanmadın
    mucizelere ve ruhunun gücüne
    Zaman gemisine almış da hayalleri
    süzülüyor sessizliğin ve kararlılığın
    ışıltılı denizlerine
    Bir tercih ki kaygıyla inanç
    şüpheyle sevgiler yanyana
    Sen ki ey ruhum
    kaygıları ve şüpheleri aştın
    bunca zaman
    Aşamaz yüreğinin kırılgan cesareti
    bu vazgeçişi,bu umutsuzluğu
    Hayat kelebekler gibi beklerken seni
    çaresizliğin türküsünü söyleme
    ey ruhum


  • Modern Hicret

    Yüreğimiz sağolsun
    Bir yalnızlık bulduk
    Kaçınca sessizce;
    Yürekten Vaha:
    Kendine yolculuk!
    Bilginlere sorduk çaresiz
    Dediler ki, yorulma;
    Feda et içindeki beni
    Ve dinle kalbinin sesini,
    Dönüşü yok bu sefer.
    Gözlerin kamaşsa da,
    Yolun sonu görünmese de,
    Vazgeçme içindeki umuttan,
    Çünkü en güzel vaha,
    Kendi ruhunun derinliğinde saklıdır.
    Yalnızlığın sancısı diner elbet,
    Yolculuk uzun, adımlar yavaş,
    Ama sonunda bulacaksın kendini.


  • Beyoğlu Aklı

    Bir de şehre indim, ne kalabalık, ne telaş!
    Her yüz bir maske sanki, sırıtıyor yavaş yavaş.
    Akıl pazarda satılır, kimde var ki bedava?
    Ne doğru var ortada, ne bir iz’an eseri,
    Herkes bir şey söylüyor, kimse bilmez sebebi.
    Kimi paraya tapar, kimi şöhrete meftun,
    Akıl bir gölge gibi, kaybolmuş büsbütün.
    Sanat da yozlaşmış, aşklar sahte gülüşler,
    Herkes bir rol kesiyor, kimse gerçek değil ki.
    Eski âşıklar nerde, eski sözler nerede?
    Akıl suskun bir figan, yankılanır derinde.
    Bir zamanlar burası bilgelik yuvasıydı,
    Şimdi koca bir yalan, riyanın kalesi.
    Akıl bir serap oldu, çöllerde kayboldu gitti,
    Kimse aramaz artık, herkes kendi nefsiyle.


  • Yitik Zamanların Frekansı

    Bir frekans tutturmuş kayıp zaman, bilirim
    Her dönüşünde aynı şarkı, aynı telaş
    Yüzümde biriken çizgiler, sessiz bir yemin
    Yeniden doğsa da umut, küllenmiş bir savaş
    Bir ihtimal ararım, tutunacak bir dal
    Oysa her şey değişmiş, dünya bambaşka
    Yüreğimde yankılanan bir eski masal
    Dönüşü olmayan bir yola çıkmışım aşkla
    Belki de talihsizlik değil, bir seçim bu
    Kendimi kandırmak, gerçeği görmezden gelmek
    Anılarla avunmak, boş bir kuyu
    Her yeni gün, bir öncekinden daha belirsiz
    Yine de beklerim, bir mucize belki.


  • Yine De Umut İhlali

    sevgilim
    yüzünde solmayan tebessümler biriktir bana
    şehirlerin ışıkları sönmesin gece yarılarında
    yalnız kalpler buluşsun bir bankta
    unutulmuş şarkılar yeniden çalınsın radyolarda
    kaybolmuş adresler yeniden yazılsın
    yüzler gülsün hiç sebepsiz yere
    gözyaşları dinsin
    aşkın en saf hali yaşansın yeniden
    ihanetler silinip gitsin hafızalardan
    kırık dökük hayaller onarılsın
    mutluluk her köşeye yayılsın
    yalanlar bir daha söylenmesin
    dürüstlük bayrak gibi dalgalansın
    vicdanlar konuşsun her daim
    adalet yerini bulsun
    sevgilim
    umudun yeniden yeşerdiği günler getir bana
    karanlıklar aydınlığa dönsün
    güneş her sabah umutla doğsun
    dünya yeniden sevgiyle dönsün
    iyilik kazansın her zaman


  • HASRETİN AYNASI

    Geceler uzar sensiz, bir gölge gibi
    Yıldızlar kayar sessiz, bir fısıltı gibi
    Yüzün düşer aklıma, bir anı gibi
    Bakışın canlanır içimde, bir ateş gibi
    Ellerin dokunur tenime, bir rüya gibi
    Sesin yankılanır kulağımda, bir şarkı gibi
    Kalbim atar durmadan, bir davul gibi

    Anılar birikir içimde, deniz kabukları gibi
    Gülüşün saklı durur, bir hazine gibi
    Beklemek yorar beni, bir yolculuk gibi
    Umut beslerim içimde, bir tohum gibi
    Aşkın büyür kalbimde, bir ağaç gibi
    Özlemim artar günden güne, bir sel gibi

    Sensizlik derin bir kuyu
    Hasretin yakar içimi
    Gözlerim arar seni
    Ruhum feryat eder derinden