Bu şehir ne zamandır böyle
Çoktan yitirmiş rengini
Gündüz de kalabalık, gece de siren sesi
Yapayalnız bir kalbin atışını dinler bir gölge
Köşede, duvarda
Ah, hangi yüzüme baksam yabancılık yine.
Yürürüm yorgunca, girerim bir internet kafeye
İçerde on beş genç
Umutsuzluk on beş genç
Bir kahve isterim usulca kendime
Bir kahve daha isterim kendime
-Söyle be! ne zamandır böyle bu şehir
-Toprağın değil asfaltın üstünde.
Belki sabah değişecek
Bir kaygı gelecek bir başka kaygının yerine.
İnsan bazen utanmaz mı yaşayıp yaşayıp kendine.
Bu gökdelen ne zamandır böyle yüksek
Çoktan unutturmuş gökyüzünü
Aşk da sanal, sevgi de bir ekran ışığı
Gerçek bir dokunuşu özler bir beden
Odada, yatakta
Ah, hangi yöne dönsem karanlık gene.
Belki yağmur dinecek
Bir umut yeşerecek bir başka umudun yerine.
Şiirler
Beton Uyandırır Yalnızlığı
Suskun Bekleyiş
Neden böyle aceleci tavırlar
Bu telaş nerden geliyor
Herkes bir şeyler beklerken
Kimse sabrı bilmez oldu
Sen onlara kulak asma
Yaşarsın, ömrün yeterse
Kimin umrunda yarınlar
Bu hayat kısa ve anlamsızdır
Çok değil bir nefes sonra
Hatırlarsın kaybettiklerini
Vaktin varken kıymetini bil
Sev sevebildiğini
Hayat bir yolculuktur
Kimse anlamaz seni
Kendine dön bir bak
Ne kaldı senden geriye
Suskun bir bekleyiş sadece.Arındıran
Arındıran yağmurudur yüzümün
silik bir suret gibi beliren
aynalarda kaybolan anılar
kederin tortusu kalırBiriken hüzünlerin döküldüğü deniz
kabuk bağlayan yaraları deşiyor her dalga
kirpiklerimde asılı kalan damlalar
geçmişin izlerini taşıyor sanki
sözcükler boğazımda düğümleniyor
hangi şarkıyı fısıldasam nafile
kendime yabancı bir yabancıyımRuhumun labirentlerinde kaybolmuşum
çıkış yolu arayan bir gölgeyim
her adımda biraz daha yoruluyorum
düş kırıklıklarının ağır yüküyle
yüreğim bir enkaz yığını sanki
hangi rüzgar esse dağılırım
yeni bir başlangıç mümkün müSessiz çığlığım
evrenin boşluğunda yankılanır
umutsuz bir bekleyişYarın Gelen
Gök yüzüne bir bak, umut belirdi,
Yarın gelen, gönlümü serinletti.
Yıldızlar şahit, bir sır derindi,
Kısmetim açıldı, bahtım değişti.
Aşkın eli değdi, yürek titredi,
Ben de bu yarına bir can veririm.
Yüreğimde bir sızı durulmaz,
Gözlerim de bir umut belirir.
Derdime derman, bana yâr olmaz,
Ben de bu yarınla kendimden geçerim.
Gidenler gitti, artık dönülmez,
Yarın gelen, maziyi silemez.
Her düşen yaprak, bir ders verirmez,
Hayatın sillesi ağırdır bilirim.
Gönlümde bir hasret, dinmez tükenmez,
Ben de bu yarına bir sevda veririm.Eksilen İlişkiler
Halbuki tutunacak bir dalım vardı
Her şey flu ve bulanıktı o kadar
Ve ölünce sanki hiç yaşamamıştım gibi.
Ama eksilen ilişkileri anlamadan önce
Hepimiz aptallar gibi sevdik
Eksilen ilişkileri hep görmelisiniz
Yalan ve dolan uzak kalplerde
Güneşin umutsuz aşklarla batmasıyla sessizce
Hepimizi pişmanlıktan kurtaracak
Bir yandan, hayatı yaşadık sandık
Bir yandan kaybolduk
Yalnızlıklardan ve hayal kırıklıklarından
Ve sahte gülüşlerden
Gizleyerek yahut savaşarak
Eksilen ilişkileri yaşadık
Evet kimsesizdik ama inancımız vardı
İki el görsek bir aile sanıyorduk
İki güzel söz duyacak olsak cennete gidecektik
Parklarda yürümekten hoşlanıyorduk gündüzleri
Çocukların annelerini beklemesini seviyorduk
Sonra çay içiyorduk şekerli yahut şekersiz
Bilir bilmez eksilen ilişkiler yüzündenAyrılık Çizelgesi
Şimdi
hangi durakta insem sana varırım?
Hangi şarkıyı çalsam çalınırız?Gözlerin
bir harita gibiydi, kayboldum.
Şimdi her yol yabancı,
her sokak bir soru işareti.
Aklımda kalan
yalnızca bir veda busesi,
bir de ayrılık çizelgesi.Aynı Rüyadan Uyanmak
Şehrin en tenha parkında,
unutulmuş bir bankta,
elleri titrek, gözleri uzaklarda,
geçmişin yankısıyla dolu,
bir adam oturuyor, yaprak dökümü hüzünle…Kalbi kırık bir melodi sanki,
her notası pişmanlık kokan,
geleceğe dair umutsuz bir beste,
yalnızlığın soğuk nefesi ensesinde,
kimsesizliğin ağır yükü omuzlarında.Kendilik
Sen derin bir aynada silik bir suretsin,
Bazen tanıdık bazen bilmediğim bir kimsesin.
Bir yanım sana koşar, bir yanım dur der usulca;
Sen hem bir yakınlık hem de bir mesafesin.
Gönlümde açan bir yarasın, kabuk bağlayan anısın.
Kimi zaman bir düş, kimi zaman gerçek bir andasın.
Bazen bir serap, bazen bir umut ışığısın,
Kimi zaman bir sır, kimi zaman aşikar bir duraksın.
Sen ruhumda dans eden bir gölgesin, sessizce salınan.
Belki de aradığım, belki de kaçtığım bir bilinmezsin.
Sen hem bir karmaşa hem de sade bir nefessin.
Sen içimde büyüyen bir yabancı, durmadan değişen,
Bazen bir özlem, bazen bir pişmanlık, içimde gezinensin.
Sen ben miyim, yoksa benden ayrı bir ben misin?
Belki bir maske, belki de en çıplak halimsin.
Sen hem bir arayış hem de kayboluşun kendisisin.
Bazen bir kurtuluş, bazen de bir esaretsin.
Sen karmaşık bir denklem, çözülmeyi bekleyen,
Bazen bir çelişki, bazen bir uyum, içimde yeşeren.
Sen hem bir başlangıç hem de sonsuz bir döngüsün.
Sen acıtan bir gerçek, tatlı bir hatırasın.
Belki de sen bensin, en derinlerde saklanan,
Belki de sen hiç olmadın, sadece bir yanılsamasın.
Sen hem bir bilinç hem de bilinçaltımın derinliğisin.Eylülüş
Ben bir Eylül’dür tutturmuşum, ah ne hoş
Eylül’lü hayaller kurup avunuyorum, ne şahane
Solgunsa yüzüm aynalarda
Bir tutam Eylül çalıyorum, canlanıyorum
Yürüyüşler yapıyorum
Şarkılar dinliyorum Eylül üstüne
Takvimim her zaman Eylül’ün ortasında
Ya da Eylül’ü bitirmeye yakın
Nereye dönsem aklımda o
Gözlerimi kapatsam içimden Eylül geçiyor
Bana sorarsanız aylardan Eylül’deyim
Günlerden Eylülsarısıdır
Odur her gün beni güldüren
Onun hüznüdür sinmiş şehre
Onun sesidir yağmurda duyduğum
Akşam serinliğinde onun dokunuşu
Başka mevsimi anmayın yanımda darılırım
Eylül’ü anacaksanız ne ala, dinlerim sizi
Bir çay da sizinle içerim, Eylül’lü
İki kelam ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yok öyle yağma, Eylül’ü size vermem
Alın en sevdiğim kitabı size armağan edeyim
Cebimde bir demet kuru yaprak var
Onları da alın isterseniz
Ben Eylül’ü düşünürüm, ısınırım
Üç kere adını mırıldanırım, içim huzur dolar
Yalnızlık da bir şey mi
Unutulmak bile koymaz
Eylülsüzlük kadarYüreğin Sesi
Dinle artık kalbin atışını
Haydi haydi uyan gönül
Bul sevdanın yeni nakışını
Haydi haydi uyan gönül
Aşklar yalan dolan oldu
Sevgi denen bağlar soldu
Gönül bir garip derde doldu
Haydi haydi uyan gönül
Çok küstün bunca zamandır
Aç artık yepyeni bir kandır
Duracak zaman değildir
Haydi haydi uyan gönül
Gözün ile yüzün ile
Her an yeni sözün ile
Tüm olanca özün ile
Haydi haydi uyan gönül
Sen coşkun bir seldin ezel
Böyle sessiz durma düzel
Hislerin güzel, özün güzel
Haydi haydi uyan gönül
Hepimiz kardeş yoldaşız
Sevgiye aç kimler açız
Âşıklar hep beraberiz
Haydi haydi uyan gönül