Halbuki tutunacak bir dalım vardı
Her şey flu ve bulanıktı o kadar
Ve ölünce sanki hiç yaşamamıştım gibi.
Ama eksilen ilişkileri anlamadan önce
Hepimiz aptallar gibi sevdik
Eksilen ilişkileri hep görmelisiniz
Yalan ve dolan uzak kalplerde
Güneşin umutsuz aşklarla batmasıyla sessizce
Hepimizi pişmanlıktan kurtaracak
Bir yandan, hayatı yaşadık sandık
Bir yandan kaybolduk
Yalnızlıklardan ve hayal kırıklıklarından
Ve sahte gülüşlerden
Gizleyerek yahut savaşarak
Eksilen ilişkileri yaşadık
Evet kimsesizdik ama inancımız vardı
İki el görsek bir aile sanıyorduk
İki güzel söz duyacak olsak cennete gidecektik
Parklarda yürümekten hoşlanıyorduk gündüzleri
Çocukların annelerini beklemesini seviyorduk
Sonra çay içiyorduk şekerli yahut şekersiz
Bilir bilmez eksilen ilişkiler yüzünden
Şiirler
Eksilen İlişkiler
Ayrılık Çizelgesi
Şimdi
hangi durakta insem sana varırım?
Hangi şarkıyı çalsam çalınırız?Gözlerin
bir harita gibiydi, kayboldum.
Şimdi her yol yabancı,
her sokak bir soru işareti.
Aklımda kalan
yalnızca bir veda busesi,
bir de ayrılık çizelgesi.Aynı Rüyadan Uyanmak
Şehrin en tenha parkında,
unutulmuş bir bankta,
elleri titrek, gözleri uzaklarda,
geçmişin yankısıyla dolu,
bir adam oturuyor, yaprak dökümü hüzünle…Kalbi kırık bir melodi sanki,
her notası pişmanlık kokan,
geleceğe dair umutsuz bir beste,
yalnızlığın soğuk nefesi ensesinde,
kimsesizliğin ağır yükü omuzlarında.Kendilik
Sen derin bir aynada silik bir suretsin,
Bazen tanıdık bazen bilmediğim bir kimsesin.
Bir yanım sana koşar, bir yanım dur der usulca;
Sen hem bir yakınlık hem de bir mesafesin.
Gönlümde açan bir yarasın, kabuk bağlayan anısın.
Kimi zaman bir düş, kimi zaman gerçek bir andasın.
Bazen bir serap, bazen bir umut ışığısın,
Kimi zaman bir sır, kimi zaman aşikar bir duraksın.
Sen ruhumda dans eden bir gölgesin, sessizce salınan.
Belki de aradığım, belki de kaçtığım bir bilinmezsin.
Sen hem bir karmaşa hem de sade bir nefessin.
Sen içimde büyüyen bir yabancı, durmadan değişen,
Bazen bir özlem, bazen bir pişmanlık, içimde gezinensin.
Sen ben miyim, yoksa benden ayrı bir ben misin?
Belki bir maske, belki de en çıplak halimsin.
Sen hem bir arayış hem de kayboluşun kendisisin.
Bazen bir kurtuluş, bazen de bir esaretsin.
Sen karmaşık bir denklem, çözülmeyi bekleyen,
Bazen bir çelişki, bazen bir uyum, içimde yeşeren.
Sen hem bir başlangıç hem de sonsuz bir döngüsün.
Sen acıtan bir gerçek, tatlı bir hatırasın.
Belki de sen bensin, en derinlerde saklanan,
Belki de sen hiç olmadın, sadece bir yanılsamasın.
Sen hem bir bilinç hem de bilinçaltımın derinliğisin.Eylülüş
Ben bir Eylül’dür tutturmuşum, ah ne hoş
Eylül’lü hayaller kurup avunuyorum, ne şahane
Solgunsa yüzüm aynalarda
Bir tutam Eylül çalıyorum, canlanıyorum
Yürüyüşler yapıyorum
Şarkılar dinliyorum Eylül üstüne
Takvimim her zaman Eylül’ün ortasında
Ya da Eylül’ü bitirmeye yakın
Nereye dönsem aklımda o
Gözlerimi kapatsam içimden Eylül geçiyor
Bana sorarsanız aylardan Eylül’deyim
Günlerden Eylülsarısıdır
Odur her gün beni güldüren
Onun hüznüdür sinmiş şehre
Onun sesidir yağmurda duyduğum
Akşam serinliğinde onun dokunuşu
Başka mevsimi anmayın yanımda darılırım
Eylül’ü anacaksanız ne ala, dinlerim sizi
Bir çay da sizinle içerim, Eylül’lü
İki kelam ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yok öyle yağma, Eylül’ü size vermem
Alın en sevdiğim kitabı size armağan edeyim
Cebimde bir demet kuru yaprak var
Onları da alın isterseniz
Ben Eylül’ü düşünürüm, ısınırım
Üç kere adını mırıldanırım, içim huzur dolar
Yalnızlık da bir şey mi
Unutulmak bile koymaz
Eylülsüzlük kadarYüreğin Sesi
Dinle artık kalbin atışını
Haydi haydi uyan gönül
Bul sevdanın yeni nakışını
Haydi haydi uyan gönül
Aşklar yalan dolan oldu
Sevgi denen bağlar soldu
Gönül bir garip derde doldu
Haydi haydi uyan gönül
Çok küstün bunca zamandır
Aç artık yepyeni bir kandır
Duracak zaman değildir
Haydi haydi uyan gönül
Gözün ile yüzün ile
Her an yeni sözün ile
Tüm olanca özün ile
Haydi haydi uyan gönül
Sen coşkun bir seldin ezel
Böyle sessiz durma düzel
Hislerin güzel, özün güzel
Haydi haydi uyan gönül
Hepimiz kardeş yoldaşız
Sevgiye aç kimler açız
Âşıklar hep beraberiz
Haydi haydi uyan gönülGitme Çağı
Bir telaş bir sözden beter,
Bir telaş bir gözden beter,
Bir telaş bir histen beter,
Bir telaş bir dilden beter,
Bir telaş bir andan beter,
Bir telaş bir yoldan beter,
Bir telaş bir senden beter,
Düşerim.
Göçerim.
Ölürüm.
Giderim.Vuslatın İzleri
Hatırlar mısın?
Bir telaş vardı içimizde, uzak diyarlara ait
Beklemek bilmezdik, yollara düşerdik ansızın
Gözlerimiz umutla dolardı her yeni tanışlıkta
Bir vuslat hayali büyürdü içimizde yavaşça
Yüreğimizde bir sızı, bir arayış türküsüŞimdi sessizlik çöktü içimize, yollar uzadı
Her adımda bir pişmanlık, bir kayıp izi
Vuslat artık bir hayal, bir uzak yıldız gibi
Yalnızlık sardı dört bir yanımızı usulca
Kaybolduk kalabalıklar içinde çaresizce
Hatırlar mısın? O vuslatın izlerini…Kentten Uzak Anılar
Gözlerim dalar gider uzak bir anıya,
Şehrin gürültüsü diner, kalbimde bir sızı.
Unutulmuş bir bahçede yankılanır fısıltısı,
O çocukluk, o saflık, kaybolmuş masumiyet,
Şimdi sadece bir hayal, bir solgun hatıra.
Beton yığınları arasında sıkışmış ruhum,
Arar o kırık dökük salıncakta geçen günü,
Toprak kokusunu, güneşin sıcaklığını özlerim,
Yüzümde beliren tebessüm, bir anlık teselli,
Belki de şehirde kaybolan sadece ben değilim,
Herkesin bir umudu var, saklı bir köşede,
Şehrin karmaşasında yitip giden değerler.
Yapayalnız hissederim kendimi bu kalabalıkta,
Herkes bir telaş içinde, bir koşuşturmaca,
Kimse durup dinlemez kalbimin sesini,
Oysa ne çok şey anlatmak isterdim onlara,
Anlatmak isterdim çocukluğumun masumiyetini,
Doğanın güzelliğini, hayatın anlamını,
Şehrin sahte ışıklarına kanmamalarını.
Yine de umut var içimde,
Belki bir gün dönerim o bahçeye,
Belki bir gün yeniden bulurum kendimi.Yüreğime Düşen Kor
Bir ateş düştü içime sönmüyor
Eski yaram sanki yine kanıyor
Dün gülen yüzüm bugün gülmüyor
Garip gönlüm durmadan seni arıyor
Güneş doğsa da karanlık dünyam
Sensiz geçen her an sanki bir kıyam
Boşa geçen ömrüm eyvah eyvah
Dertlerim bir bir beni sarıyor
Fikrim dumanlı, kalbimde hüzün
Bu ayrılık bana ecelden uzun
Sensiz geçen günler sanki bir sürgün
Gözyaşım dinmeden içime akıyor
Aşkın ateşiyle yandım kül oldum
Benim için artık her şey son buldum
Hasretinle sarardım soldum
Umutlarım bir bir benden kaçıyor