Şiirler

  • Geç Kalmış Değilim

    Dön desem döner misin?
    Biliyorum imkansız,
    Kabullenmek zor olsa da,
    Aramızda o eski bağ yok,
    Sessizliğin hüküm sürdüğü bu yerde,
    Belki de en başından olmalıydı her şey,
    Ama şimdi çok geç artık,
    Dön desem döner misin?
    Seni sevdim.
    Kaybetmek istemedim,
    Belki bir umut vardır diye,
    Seni sevdim.
    Ama artık tükendi umut,
    Gitmek gerek biliyorum,
    Kalmak fayda etmez artık,
    Her şey boş bir hayalden ibaret,
    Yeniden başlamak imkansız,
    Git desem gider misin?


  • İçimdeki Göçebeler

    Ah, işte bütün telaş orda…
    Ben bilirim içimdeki göçebeleri
    Yurtsuz, yersiz, yurtsuz kalsam da.
    Ben bilirim içimdeki göçebeleri
    Yarım kalmış bir aşkın gölgesinde
    Rüzgar eser eski hatıralardan
    Ah bütün hevesim…
    Ben bilirim içimdeki göçebeleri
    Yalnızlıkta bir şarkının eşliğinde
    Uykusuzlukta bir umudun peşinde
    Yol kısa, yürek yorgun
    Sürüklenirim anılarda kaybolurum…
    Kaybolduğunu görürsem bir gün düşlerin
    ve biriktiğini kederin
    Hayatın yalanlarını hatırlarım
    Bir gün daha…
    Severim susarım, severim küserim
    Doldururum içime kırık dökük sevinçler
    Kaybolurum anılarda…
    “akşamüstü
    üç gibi”
    Ah ellerim ve aklım
    Her şey orada saklı.
    Pişmanlıklar pişmanlıklar ve özlemler
    Sırlar gömdüler içime. Kara yazgım, aklım,
    Halkımın bitmeyen çabalarıdır, biliyorum
    Karanlık bir örtü diye serilen zihnime
    Sırlar gömdüler içime,
    Bir umudun eşiğinde
    Bir unutuşun derdinde
    Keder ağaçlarına ve hasret kuşlarına karşı
    Bir kalbin gösterişsiz, sessiz sabrında
    Ayrılık nasıl yaşanırsa öyle
    İnsan dilinde
    ve her dilde…
    hatıralar
    kitabı
    Artık kesinlikle biliyoruz;
    Aşk adına dökülen gözyaşı
    Sapı dikenli gül güzelliğinde bir andır.
    Dudakların arasında…
    Burada da
    ve her yerde…


  • KIYIYA VURANLAR

    Şehirde bir telaş
    Gün batımı, deniz kokusu

    Martılar çığlık çığlığa
    Sanki bir haber getiriyorlar

    Dalgalar usulca
    Usulca fısıldıyorlar

    Kum taneleri sıcak
    Sıcak bir bekleyiş gibi

    Kaybolan umutlar mı
    Belki de yeni başlangıçlar
    Denizin derin sularında
    Bir şeyler gizli
    Sonsuzluğa uzanan yolda
    Belki de hepsi yalan


  • İŞTE YANITIN:

    Zehirli Ay Döngüsü

    Her günü
    Birer doz zehir gibi içime işleyen
    Aşkın karanlık yüzü
    Yavaşça sızıyor
    gözlerimden

    Bütün umutlarımı
    Gecenin koynuna saklayan
    Ayın zehirli ışığı
    Vuruyor yüzüme
    Her dönüşünde
    Bir parça daha çalıyor
    Benden

    Dipsiz bir kuyu sanki bu sevda
    Ne kadar çabalasam da
    Çıkamıyorum içinden
    Her nefeste biraz daha
    Batıyorum
    Zehirli ayın
    Koynunda

    Bir çıkış yolu
    Arıyorum nafile

    Çaresiz
    Bekliyorum
    Sonumu


  • Sınırlar Çağı

    Ne yaman bir girdap bu: Kısıtlar her adımını!
    Onlara sen uyma sakın, sonra zincirdir özün.
    Kabuk içinde yaşanmaz, o devirler geçti;
    Gelen özgürlük çağı, hemen sökül gülün.
    Ama dikkatli olmalı: Zihnin de yenilensin.
    Sakın aldanma: Bu çağda baş eğmek yok!
    Yenilen zihinler çağında özgürleşmek var
    Özgürleşen ruhunla her kısıtı aşmak var!


  • Arafta Kalan Sözler

    Aklımdan geçenler dilime düşmüyor,
    Sanki bir pranga, beni bağlıyor.
    Yazmak isterim lakin olmuyor,
    Gözümden akan yaş beni boğuyor.
    Bildiğim her şey birden unutulur,
    Arafta kaldı sanki bütün umutlar.

    Her şey bitti mi, yeniden mi başlar,
    Kalbim bir uçurum, dibi yok, derin.
    Belki de böyledir, hayatın oyunu,
    Bir düş görüyorum, sensiz ve sessiz.
    Yeniden doğacak mıyım bilmem.


  • Yaralı Sabahlar Merhemi

    Yaralı sabahlar merhemi sürdüm
    Gözlerime, yeni bir güne başlamak için
    Yüzüme, acıları silmek için
    Sürdüm ellerime, dokunmak için
    Hayata, umuda, sevgiye
    Ve kalbime, yeniden atmak için
    Sürdüm sonra usulca, omuz başlarıma
    Bir ağırlık gibi çöken yorgunluğa inat
    Yürümek için, düşmeden, yılmadan
    Sürdüm dizlerime, toprağa tutunmak için
    Kök salmak için, bu amansız rüzgarda
    Savrulmadan, kaybolmadan
    Sürdüm sessizce, içimin en kuytu yerine
    O karanlık, dipsiz, acı dolu boşluğa
    Umut yeşertmek için, bir filiz gibi
    Sürdüm sonra, dudaklarıma, konuşmak için
    Güzel sözler fısıldamak için, hayata
    Ve en çok da, kendime inanmak için
    Yine sevebilmek için.


  • Kıyıdaki Yabancı

    Kumsalda ayak izi, silinmiş bir anı,
    Sonsuzluğa uzanan deniz, bir lisanı,
    Ararken kaybolmuş bir zaman dilimi.
    Yabancı bir ses, içimde yankılanır durur,
    Her dalga bir sırrı fısıldar, kaybolur,
    Geçmişin hayaletleri, kumda dans eder,
    Gelecek bir düş, uzaklarda bir hedef,
    Rüzgarın şarkısı, umutları taşır,
    Güneşin batışı, hüznü de beraber getirir,
    Ben kıyıda, yabancı, beklerim.


  • Yaz Sonu Veda

    Dönüşün habercisi rüzgarların
    Savurduğu yaprak, yazın yasıdır.
    Gitmek zor, kalmak ayrı bir sızıdır.
    Denizin türküsü artık sessizdir.
    Güneşin sıcaklığı bir anıdır.
    Aşkların en güzeli mazidir.
    Şimdi ayrılık şarkıları çalınır,
    Kalplerde bir buruk tat bırakılır.
    Yalanlar söylenir, sözler verilir.
    Gözlerde yaşlar birikir, damlalar dökülür.
    Yazın sonu, aşkın sonu mudur?
    Belki de yeni bir başlangıcın habercisidir.
    Kim bilir, belki de yeniden buluşulur.
    Anılarla yaşanır, umutla beklenir.
    Yaz biter, aşk biter mi gerçekten?
    Belki de sadece mevsim değişir.
    Kalplerdeki sevgi asla bitmez.


  • Yalnızlığa Değin

    tanrı sen ne kadar derinsin
    bir boşluk olarak
    denizsin belki bilemiyorum
    belki denizde bir yosunsun ufacık
    bir perşembe günüsün
    insanları uslu durdurmayan
    bütün telefon hatlarında ve internet ağlarında
    kaybolur dururum bütün dünyada
    ama biliyorum Ankara’da apartmansın
    bir otelsin Antalya’da
    sözgelimi uykuda histir
    mimarsın geceleri kurmada
    en yoğun kalabalıkları koyarak insanın içine
    sabah vakitlerinde biraz vefasızsın
    düşler ve anılar dağılırken
    ne diyelim
    bari affedelim kendimizi.