Şiirler

  • Yarınsız Mektup

    I
    Yaz bana bir mektup sevgili
    kâğıda düşen her harf
    birer umut olsun içimde
    gelecekten bahset biraz
    yalnızlığıma yoldaş olsun
    hatırla ilk gülüşümüzü
    ve sakın unutma beni
    II
    Yollar uzun, geceler kara
    yüreğimde bir sızı var
    yine de bekle beni
    III
    Belki bir gün ansızın
    çıkarım gelirim sana
    yeniden başlarız hayata
    yeter ki umudunu yitirme
    bekle beni sevgili


  • Yersiz Bir Merhamet

    ne kalpler verdim boşluğa değen
    bir yaz gibiydiler, geçtiler hemen
    bir nefes alsam sanki yere düşen
    bir kuş misali ürkek ve derbeder
    ne kalpler verdim boşluğa değen
    hayır bilmeyin ki beni hiç sevmeyen
    birer hayaldi sanki birer düş gibi
    şimdi nerde, kimle, neden gülmeyen
    bir rüzgar gibiydi her biri geçti
    belki bir hatıra, belki bir yemin
    ne kalpler verdim boşluğa değen
    bir yaz gibiydiler, geçtiler hemen
    yalnızlığımla bir oldular giden
    bir fısıltı gibi içimde bekler
    sanki birer gölge, silinen
    şimdi ne haldeler, kimler bilirler
    ne kadar sevdimse o kadar yendim
    birer umut gibi içimde gizlendim
    bir dokunuşta sanki hepsi eridi
    şimdi bir hiç oldular, bitti mi dersin
    hangi kalbe saklandılar kim bilir
    ne kalpler verdim boşluğa değen


  • Kökten Kopuş

    Sen bir fidanın çığlığını duydun mu
    Rüzgarda savrulurken kökleri çıplak
    Güneşe hasret yaprakları solgun
    Bekledin mi bir el uzansın diye
    Ve bütün bir ömür
    Toprağa tutunmak için yalvardın mı hiç
    Tutunamayınca
    Sen zamandan soyunmayı bilir misin
    Yükseklerde yalnız bir ağaç gibi kurumayı
    Bir yağmur aramayı
    Yabancı şehirlerde, kalabalık meydanlarda
    Ve bütün bir dünya dönerken etrafında
    Yapayalnız kalıp
    Unutulmuş bir resim gibi
    Kaybolmuş bir mektup gibi
    Anlamsızlığını hissettiğin oldu mu
    Yaşamaktan
    Günler geceler boyunca susmaktan
    Dilin damağın kurudu mu


  • Aşkın Yitik Gölgesi

    Yine akşam, yine sensiz bu şehir,
    Hasretinle yanar, bir garip nehir.
    Uzaklarda bir ışık, bir ümit belirir,
    Belki dönersin diye, gönlüm sevinir.
    Yalan mıydı o sözler, o sıcak nefes,
    Şimdi sensiz, her şey anlamsız, her şey boş.
    Bu ayrılık, kalbime bir hançer gibi saplanır.

    Neyleyim sensiz geçen bu ömrü,
    Bir teselli bulsam, unuturdum derdi.
    Gözlerim arar seni her yerde,
    Vuslatın hayaliyle yaşarım ben de.
    Gel artık, bitsin bu hasret ateşi.


  • Yalan Telaşlar Çağı

    Çocukluğumun saflığı çoktan yitti.
    Her sözde bir şüphe, her bakışta bir hile,
    Dürüstlük eski bir masalmış gibi.
    Eskiden gülerdik içten, sebepsiz yere,
    Şimdi yüzler maske, kahkahalar sahte,
    Herkes bir şeyler saklıyor, gizli bir telaşla,
    Yalanlar büyüyor içimizde, kök salıyor.
    Özlemek ne kadar da zor şimdi.
    Yüzler değişiyor, sözler kayboluyor,
    Her şey bir anda anlamsızlaşıyor.
    Dürüstlük bir lanet sanki, acıtan bir gerçek,
    Yalanlar daha kolay, daha kabul görür,
    Kalpler kararıyor, ruhlar çürüyor,
    Herkes yalnız, herkes yabancı,
    Birbirimize değmeden yaşıyoruz.
    Bir umut arıyorum, bir ışık demeti,
    Belki bir gün, dürüstlüğün kıymeti anlaşılır,
    Yalanlar erir, maskeler düşer,
    Sevgi yeniden yeşerir içimizde,
    Belki o zaman, yeniden gülebiliriz,
    Yalan telaşlardan sıyrılıp, özgürce.


  • Sessiz İstifa

    paslı bir salıncak asılı durur
    mahalle parkındaki ağacın
    yalnız bir dalında
    tahtasındaki eski çocukların
    neşesiz yankısıyla
    hatırlar mısın bilmem
    gülüşlerin kahkahaya
    dönüştüğü o anı
    hani salıncağı iyice itip havaya
    dudaklarımla ölçmüştüm
    kalbinin derinliğini
    uzunca zamandır binmiyorum
    salıncağa
    çekiniyorum çünkü
    sanki kırık zincirinden
    kopan bir umut gibi
    beni bir daha affetmenden
    çözüm bulamayacağımı anlasam bile
    yaklaşıp fısıldarım her gece salıncağa
    yan yana yeniden
    nasıl sallanırdık diye
    suskun bir cevap gelir sadece
    rüzgarın uğultusunda
    boşlukta sallanır durur
    unutulmuş bir hayal gibi
    yüreğimin tahtasında
    kimsesiz bir salıncak


  • Veda Yemeği

    Düşler nerede başlar, biter?
    Ah o anlamsız telaş,
    Kim unutur böyle bir gülüşü.
    Yol uzun, vedalar kısa,
    Bir kadeh daha, dertler unutulur mu?
    Yüzlerde sahte tebessümler,
    Kalplerde biriken hüzünler.
    Gözler kaçırılır, sözler yarım,
    Hatıralar bir film şeridi gibi,
    Zaman durulur mu böyle bir gecede?
    Bırakalım öyle kalsın,
    Bir şarkı, bir veda busesi,
    Gözyaşları sel olup aksa da,
    Unutulmayacak bir akşam.
    Belki bir gün, kim bilir,
    Yeniden başlarız, yeniden,
    Aynı masada, aynı kadehlerle,
    Gülüşlerimiz yankılanır yeniden.


  • Yitik Zamanın İncisi

    Nedamet çökmüş sineme, pişmanlık derinde,
    Her an bir azap, vicdan azabı içimde.
    Yalanlar yankılanır, boş vaatler havada,
    Dürüstlük kaybolmuş, hile her davada,
    Bir gölge gibi dolaşır, sahtelik alemde.
    Gözlerde bir hüzün, kalplerde sızı,
    İnanç zayıflamış, kalmamış feri.
    Kin büyümüş, sevgiye yer kalmamış,
    İnsanlık unutulmuş, merhamet yavaş yavaş silinmiş.
    Yüzler maskelenmiş, riya her sözde,
    Hakikat gizlenmiş, karanlıkta özde.
    Ne çıkar bunca çabadan, boşa geçen ömürden?
    Bir umut ışığı ararım, bu çaresiz gönülden,
    Belki bir gün aydınlanır, bu karanlık yüzler,
    Belki bir gün yeşerir, kuruyan tüm izler,
    Belki bir gün silinir, bu sahte düzen.


  • Göz Perdesi

    Bir anlık duruştan, ezelden geldim.
    Düşlerin ötesinden, bilmeden geldim.
    Umut bir nefesti, ben üfledim.

    Ufuk çizgisinde kaybolan sesler,
    Yankılanır durur, hep bir öyküyü besler.
    Kim bilir hangi çağın yankısıdır bu telaş,
    Hangi yürekten doğar, hangi sırra ulaşır.
    Her fısıltıda bir keşif, her bakışta bir mana,
    Zamanın unuttuğu, kalbin hatırladığı.

    Bir kıvılcım yeter, karanlığı delmeye,
    Bir dokunuş yeter, tüm buzları çözmeye.
    Belki de aradığımız, çok yakındadır bize,
    Göremediğimiz, fark edemediğimiz.
    Işık her yerde, yeter ki gözümüzü açalım.

    Ve ben şimdi buradayım, bir yol ayrımında,
    Geçmişin gölgesi, geleceğin umuduyla.
    Hangi yolu seçsem, hangi yöne gitsem bilmem,
    Tek bildiğim, içimde yanan bir ateş var benim.
    Keşfetmek, anlamak, aydınlatmak için,
    Gözlerimi açıp, karanlığa meydan okuyacağım,
    Kendi ışığımla, kendi yolumu bulacağım.


  • Yalnızlığın Heykeli

    Mermeri duymuyagörsün heykel,
    Artık her anı bir çile;
    Bir anıya gömülür her gün,
    Yüzünde taşlaşmış bir tebessüm.
    Gün vururken yorgun yüzüne,
    Unutulmuş bir aşk sanır kendini,
    Heykel sessizce fısıldar.